20 Temmuz 2010 Salı

Niyetin Gücü


Evrende her şeyin bir niyeti vardır. Niyet, içimizdeki itici güçtür. Sonsuz ve kalıcıdır. Örneğin, çiçekler evrene oksijen vermek ve yaşama niyetiyle buradadırlar. Arzu ve isteklerinizi kelimeler ile ifade ettiğinizde, niyet enerjisinin gücü çalışmaya başlar. Niyetinizin frekansı ile aynı frekanstaki olay ve durumları size doğru çekmeye başlar.

Arzu ve isteklerimize olan inancımız niyet enerjisi ile bağlantılıdır. Ego zaman zaman bizi bu enerjiden ayırır. Niyet ettiğimizde, özgür irademiz yani seçimlerimiz niyet enerjisinin gücü ile bağlanır. Niyetinize uygun düşünceler ile bu düşüncelere uygun duygu ve olayları hayatınıza çekebilmek için dikkatinizi eğitmeniz çok önemlidir. Düşünceler statik, zihniniz ise dinamiktir. Düşüncelerin statik enerji olması demek, düşünceleriniz ile ilgili durum ve konuları size doğru çekilmesi anlamına gelir ki hayatınızda da bu çekimin sonuçlarını deneyimlersiniz. Bazen sonuç, arzuladığınız gibi olmayabilir. Bu durum, niyetinizin oluşmasını engelleyen başka bir inancın varlığını göstermektedir. Önemli olan niyetinizin gerçekleşmesini engelleyen düşünceyi yaratan inancı bulmaktır. Engelleyici düşünceyi oluşturan inancınızı fark ettikten sonra, niyetiniz ile uyumlu olup olmadığına bakarsınız. Uyumlu olmadığına kanaat getirdiğinizde ise yerine niyetinizi destekleyecek yeni bir inanç koyar ve bu yeni inanca uygun düşünceler üretmeye başlarsınız. Burada önemli olan yeni bir düşünce değişikliği yapmak yerine arzu ve isteklerinizle uyumlu bir düşünceyi seçmektir.

Hayatımızdaki her sonucun temelinde ve gelişiminde bir düşünce kalıbı yani bir inanç yatmaktadır. Bu düşünce kalıpları devamlılık gösterdikçe, düşünce kalıbı ile uyumlu deneyimler yaratılır. Düşünce kalıplarınızı (inançlarımızı) değiştirdiğinizde ise deneyimleriniz değişir. Örneğin; Kişi kendini yorgun hissettiğini düşündüğünde, bilinçaltı söylenenleri mantıksal bir süzgeçten geçirmez. Yorgunlukla ilgili hafızada bulunan tüm bilgiler açığa çıkar. Kişi kendini yorgun hissetmeye başladıkça daha yorgun hissetmeye başlar. “Korktuğun başına gelir” atasözü tam bu durum için söylenmiştir. “Bugün çok yoruldum” yerine akşama eve gittiğimde dinleneceğim. Veya” Hasta olmak istemiyoruz” yerine “ben sağlıklıyım” denmesi daha uygundur.

Kişi huzurlu, mutlu ve neşe içinde olduğunu düşünmeye başlar ise bilinçaltı ona benzer duyguların oluşmasında destek verir. Kişi kendini mutlu ve huzurlu hissetmeye başlar. Bu durum, kişinin kendine yapmış olduğu pozitif yüklemelerden kaynaklanmaktadır. Yani kişi kendi mutlululuğunu kendi yaratır ama kişi bazen bu durumu bir takım etkenlere bağlar. Ve“Güzel havalar beni hep mutlu eder, bana, huzur verir” der.

Yaşamınızda olası kötü şeyleri, sorunları düşündüğünüz sürece onların sonuçları ile karşılaşırsınız. Beyin olumlu düşünceler ile baş edebilmektedir. Sizi rahatsız eden olumsuz düşünceleri düşünmemek için kendinizi zorlayarak düşünmemeğe çalışmak onları düşünmeyi getirir. Beyninizi yanıltmak için en iyi formül ”başarısızlık yerine başarıya” düşünmeyi seçmektir. Mevlana’nın bu konuya uygun güzel bir deyişi var.

“Dostum sen düşünceden ibaretsin
Geri kalan et ve kemiksin
Gül düşünürsen gülistan olursun
Diken düşünürsen diken olursun “… Mevlana

Bize yaramayan düşünce kalıpları ve inançlar, bedenimizde fiziksel rahatsızlıklar oluşturabilir. Aslında beden, rahatsızlıklar aracılığıyla kişiyle iletişime geçmeye çalışır. Örneğin eskiden zaman zaman boynumun tutulduğu olurdu. Loiuse Hay’in”Tüm Rahatsızlıkların Zihinsel Nedenleri “ kitabını okuduğumda inatçı insanların boyunlarının tutulabileceğinden bahsediyordu. Sonra kendime baktım, evet zaman zaman işte inatçılık yapabiliyordum. İşin tamamlanabilmesi için kendi yöntemimin uygun olduğu konusunda ısrarcı oluyor, hatta tartışma seviyelerine kadar gelebiliyordum. Daha esnek olmaya, öneride bulunan insanlara güvenmeyi ve işin gerçekleşmesini onlara bırakmayı seçtim. Şimdi boynumda hafif bir gerilme olduğunda, daha henüz tutulma aşamasına gelmeden farkına varabiliyor ve daha esnek olmayı kendime hatırlayabiliyorum. Sonuç olarak ;

Mutluluk/Acı, üzüntü,
Sevgi/ Korku,
Güven/ Endişe
Huzur/Stres
Başarı/Başarısızlık
İyi/Kötü

Bu ikili gruplardan hangisini niyetlediğiniz hayattaki deneyimlerinizi oluşturur. Üzüntü ve acı yerine mutluluk, nefret yerine sevgi, stres yerine huzuru seçmeniz durumunda deneyimlerinizde, seçimlerinizle uyumlu hale gelecektir.

Pozitif niyetin gücünü gösteren diğer bir çalışma ise Dr. Masaru Emoto’nun çalışmasıdır. Kendi geliştirdiği teknik ile soğuk bir odanın içinde son derece güçlü bir mikroskop ve çok yüksek hızlı bir fotoğraf çekim şekli ile su kristallerini resimlerini çekmeyi başarmıştır. İçinde sevgi sözcüklerinin yer aldığı sözlerin suya doğru söylenmesi sonucunda kristallerin muhteşem güzel bir şekil aldığı, kötü sözler söylenmesi durumunda ise kristallerin şekillerinde bozulma olduğu görülmüştür. İşte bu çalışma pozitif niyetin gücüne ait canlı bir örnektir.

Umarım tüm verdiğim bu örnekler niyetinizi farkında olarak belirlemenin ne kadar önemli olduğunu anlatmıştır.
Niyetiniz , Arzu ve İstekleriniz ile bağlantılı olsun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder