27 Aralık 2011 Salı

Hoşça kal 2011, Hoşça Gel 2012

Bugünlerde her sene yaptığım gibi 2012 yılının hedeflerini belirlemeye, 2011’in değerlendirmesini yapmaya başladım. Hedef belirleme işine ilk defa Sevgili Hocam Fatoş Ayvaz’ın koçluk eğitimi sırasında başladım. 2007 yılı hedef listem bayağı kalabalıktı. Listemde 95 adet hedef vardı. Allah ne verdiyse her şeyi eklemiştim. 2007 yılı sonunda bu hedeflerin ancak %70’ ini tamamlayabildim. 2008 yılı hedeflerimin sayısı 50, 2009 yılındakiler 25, 2010 yılındakiler 21, 2011 yılındakiler ise 18 adetti. Kesin olan bir şey vardı ki, belirlediğim hedeflerin %10’u yıl içinde kendiliğinden eleniyordu. İşin doğrusu elenenler laf olsun diye belirlenmiş olanlardı. Ne yapalım bu kadar hata kadı kısmında da olurdu.
Bu çalışmayı her yapışımda geçmiş yıl hedeflerime göz atıp o sene neleri öğrendiğim konusunda durum değerlendirmesi yaparım ve bakış açımın yıllar içindeki değişimine tanık olurum. Size de tavsiye ederim, mutlaka deneyin. Çok keyif alacaksınız. Şimdi gelelim asıl konuya yani 2011 yılında neler öğrendiğime;

1- Üç yıldır Sevgili Ebru Hocam Hikmet Barutçugil’in derslerine gidiyorum. Sevgili Hikmet hoca arada sırada bizlere bilgece laflar söyler ve ilginç hikâyeler anlatır. İşte o günlerin birinde; çok konuştuğumuzda ister istemez yalan söylemenin kaçınılmaz olacağından bahsetti. Çok doğruydu ve sanırım ben de arada sırada bu tür yalanlara başvuruyordum.
Söyle ki; kişi kitaptan okuduğu ya da fikirlerine güvendiği diğer kişinin anlattığı bilgileri kendi hayatında uygulamadan dostları ile paylaştığında yalan söylemiş olur. Çünkü bilgilerin doğruluğu ancak kişinin bu bilgileri kendi hayatında uyguladığında kanıtlanacaktır. Bu durumu elmayı hiç tanımayan bir insana, uzun uzun elmanın tarif edilmesine benzetebiliriz. Aslında elmayı anlatmak yerine kişi elmayı bir kez ısırmış olsa elmanın nasıl bir meyve olduğunu hemen anlayacaktır. İşte bu durumu fark ettiğimde, mümkünse kendi hayatımda uygulamadıklarımı insanlarla paylaşmamaya karar verdim. Denemeden hangi derde deva olacağını anlayamazdım. Uygulaması biraz zor olabilirdi ama önemli olan niyet etmekti. Belki 2012 yılı bu hali tamamen hayata geçirdiğim yıl olabilir.
2-Yaşamımda yarattığım o güzelim hikâyeleri fark ettim. Biraz üzücüydü, biraz da sinirlendim tabii ama çokça da güldüm. Olsun varsın, ya hiç fark etmeseydim!!!
3-Artık ağzımdan çıkanlara daha dikkat ediyorum. Çünkü başkalarının rolünü çalmamanın daha az yorucu olduğunu fark ettim.
4- İnsanların hayatlarına müdahale etmeden yardım etmenin yollarını keşfettim. Bu konunun detayını “Yardım Etmenin Dayanılmaz Çekimi” başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.
5- Tek başına olmanın güçlü yanını keşfettim. “Tek Başınalık”’ derken neyi anladığımı öğrenmek isterseniz “Yalnızlık mı? Tek Başınalık mı?” başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.
6-Arzu ve isteklerimin gerçekleşmesini sabırla beklerken, hiç ummadığım anda isteklerim gerçekleştiğinde hissettiğim şükran duygusunun mükemmelliğini keşfettim. Meğer şükran hissi sabrın arkasına saklanıyormuş.
7-İyi insan olmanın kolay olmadığını, daha milyonlarca fırın inşa edip milyonlarca ekmek pişirip pratik yapmam gerektiğini anladım.
8-Sadece iyi taraflarımı değil karanlık taraflarımı da görmeyi, fark etmeyi başardım. Karanlık taraflarımı keşfettikçe, aslında onların içinde de beni iyi tarafa sürükleyen güzel hareketler olduğunu gördüm.

Darısı artık 2012 yılının başına… 2012 yılında başıma gelenlere verdiğim tepkiyi arındırmaya ve daha çok mutlu ve özgür olmaya niyetliyim.

2012 Yılı Arzu ve İsteklerinizin Gerçekleştiği, Unutamayacağınız Güzelliklerin Yaşandığı Bir Yıl Olsun.
Sevgiler,


www.yourwishsiyourreality.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder