17 Ocak 2012 Salı

Mutlu Olmak Kimin sorumluluğu Olmalı

Mutlu Olmak Kimin sorumluluğu Olmalı
Mutlu olmayı ve hissetmeyi hepimiz isteriz. Peki, bu arzumuzu gerçekleştirmekte neden bu kadar çok zorlanıyoruz?
Çünkü ilişkilerimizde mutlu olup olmadığımızı ihtiyaçların karşılanmasına bağlıyoruz. Durum böyle olunca da taraflardan biri kendi arzu ve isteklerini erteleyerek diğerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliyor ve kişisel özgürlüğünden feragat ediyor. Fedakârlığı yapan kişi bu fedakârlığının karşılığını alamadığında ise, buraya kadar geliş sürecinde atmış olduğu adımların kendi özgür iradesinin ürünü olduğunu unutup, karşısındakini suçlamaya başlıyor. Sonunda ilişkinin yürümeyeceğine karar veriliyor. Ve ilişki bitiyor. İlişki bitmesine bitiyor da geçmiş hikâye yeni ilişkide adeta bir hayalet gibi hortluyor. Önceki ilişkide her neyi istemişsek ve bu gerçekleşmemiş ise bir sonraki ilişkimizde bu isteğin karşılanmasını bekliyoruz. Hâlbuki hayatımızdaki yeni kişinin bu beklentiden haberi yoktur ve benzer durum bu yeni ilişkide de kendini gösterir.
Peki bu döngüden kendimizi nasıl kurtarabiliriz? Bu döngüden kurtulmanın tek yolu; sizi nelerin mutlu edeceğini tespit etmektir. Bu durumu şöyle de anlatabilirim. Bir mecmuada resmini gördüğünüz bir yemeği, dünyaca ünlü bir aşçıdan pişirmesini istersiniz. Aşçı engin tecrübesine dayanarak kendisine anlatılana en uygun yemeği yapıp önünüze getirir, yediğiniz yemek çok lezzetlidir ama aklınız hala o tadını bilmediğiniz yemektedir… Oysa ki mecmuada gördüğünüz yemeğin tadını bilmiş olsaydınız, aşçıya yemeğin tarifini daha iyi yapıyor olacaktınız. Sonuç olarak hem siz yediğiniz yemekten keyif almış olacaktınız, hem de aşçı yaptığı işten gurur duyacaktı. Anlayacağınız tam bir kazan kazan durumu olacaktı.
İşte aynı yemek örneğinde olduğu gibi kendi mutluluğunuzun tadını bilirseniz başkalarına da nasıl bir mutluluk istediğinizi de o kadar kolay anlatırsınız. Bunun içinde önce insanların sizi mutlu etmelerini beklemek yerine mutluluk yemeğinizin içinde nelerin olduğunu tespit etmekle başlayın. Sizi en çok neler mutlu eder? Şu meşhur mutluluk hissi nasıl bir histir? gibi soruların yanıtlarını bulun ki bu tarife en uygun olan mutluluğu pişirip afiyetle yiyin. Bu lezzetli yemek sonrasında ise mutluluk yüzdenizin en azından %70 belki de %80lere çıkacağından emin olabilirsiniz. Ve bundan sonra dostlarınız, eşiniz ve aileniz tarafından bu oran rahatlıkla %100 e çıkartılabilir. Mutluluk yüzdeniz %100 veya daha üstüne çıkınca da mutlu olmak için başkalarından destek almak yerine kendi mutluluğunuzu onlarla paylaşmaya başlarsınız ki bu durum en keyifli olan durumdur. Artık çabalamak zorunda olduğunuz hiç bir şey yoktur. Sadece paylaşmanın keyfini yaşarsınız.
Unutmayın, arzuladığınız sevginin ve mutlu olma halinin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsanız, nasıl bir mutluluk istediğinizi başkalarına anlatamazsınız. Siz ne istediğinizi tam bilmiyorken başkasının bunu bilmesini beklemek haksızlık olur. Karşınızdaki kişiler sadece ellerinden geleni yani kendisinin en doğru bildiği şeyi yaparlar.
Sevgi ve mutluluğunun sizin için anlamını keşfetmek, hayatımızdaki deneyimlerin “ Neden-Sonuç” ilişkisini kurmak, duyguları bütünleştirmekle olur. Bunu sağlayan tek şey anda kalmaktır. Anda kalmayı sağlayan en iyi jimnastik hareketi ise meditasyondur. Hadi bugün başlayın ve diğerleri ile yaptığınız gibi kendinizle birlikte olun…..
Çünkü mutlu olmak sadece ve sadece sizin sorumluluğunuzdur…..

Sevgiler
Arzu ve İsteklerinizi Gerçeğinizi Oluştururlar
www.yourwishisyourreality.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder