Bilinçaltı o kadar enteresan şeyler
yapar ki örneğin, aptal olmak, işimize yarayacak ise onu bile gerçekleştirir. Diyelim ki geçmişte bir şekilde kandırıldınız.
Ve bu olay sizi bir hayli üzdü. Bilinçaltı, bu olaydan hemen sonra benzer olayların
gerçekleşmemesi için gereken tohumları ekecektir. Ancak ekilen tohumun bir de beslenmesi
gerekecektir. Bunun için de geçmişte yaşanmış, bitmiş olaylar bu yeni yaratıma
uygun hale getirilecektir. Tohum büyüyüp
serpilmeye başlayınca etkisi daha da yaygınlaşacaktır. Örneğin; Çok sevdiğiniz
bir dostunuzdan herhangi bir konu hakkında bilgi vermesini istediniz ve de o
an, fazla zamanı olmayan dostunuz bildiklerini, kısaca size özetlemek zorunda
kaldı. Tesadüf bu ya! sonraki günlerde konuyla
ilgili yeni bilgiler edindiniz. İçinizdeki
o çok iyi yetiştirilmiş aldatılma tohumu dostunuzun sizi aldattığı illüzyonunu
yaratacaktır. Aslında bu olayda aldatanın;
uzun zamandır tanıdığı bildiği dostuna söz hakkı vermeden hüküm veren siz mi?
yoksa zamanı kısıtlı olduğu için eksik bilgi vermek zorunda kalan kişi yani
dostunuz mu? olduğu büyük bir soru işaretidir.
Bilinçaltı, yukarıdaki örnekte olduğu gibi, sakındığımız faaliyetleri bizim de yapabileceğimiz gerçeğini fark etmemizi engeller. Aslında dış görüntü, iç görüntüye uygun olarak allanıp, pullanarak sunulmaktadır. Bu, bilinçaltının zekice bir illüzyonudur. Bilinçaltı tüm bunları yaparak bize faydalı olmaya çalışmaktadır. Aslında pek de haksız sayılmaz. Çünkü sonunda hep başarı söz konusu olmaktadır. Örneğin, adaletli davranmadığından dolayı babaya duyulan kızgınlık, kişiyi iş hayatında başarılı bir iş kadını ya da iş adamı haline getirmiş olabilir. Başarılı olmak için bizi bu dünyaya getiren kişiye nefret duymak ne kadar doğrudur ya da gereklidir? Ya da eşi ayrılmasın diye kanser vb. gibi şifalanması zaman alan rahatsızlıkları yaratmaya gerek var mıdır?
Her Daim
Sevgi ve Işıkla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder