Bence hikayelerimizi bıraktığımızda, başkaları için
yaşamayı, mazeretler üretmeyi, insanları düzeltme ya da eleştirme çabasını bıraktığımızda,
kendimiz oluruz. İçimizde karşımızdakilere karşı korku, endişe olduğu sürece kendimiz
olmak mümkün olmaz. Kendimize yakıştırdığımız her etiket bir hikâyeden ibaret. “Ben buyum” dediğimiz şey sürekli değişmesine
rağmen hikâyeyi yaşamaya devam ediyor ve o hikâyeye kendimizi adapte etmeye
çalışıyoruz. Böyle olunca da insanları kırıyor. Hiç tercih etmediğimiz
hayatımızdaki bazı insanlarla yollarımızı ayırıyoruz. Peki, kendimiz olmak için neler yapılabilir?
- - İçinizde bir yerlerde var olan neşe ve coşkuyu açığa çıkartabilirsiniz
- - Sezgilerinize odaklanıp onları anlamaya başlayabilirsiniz.
- - Düşüncelerinizi takip edebilirsiniz. Hayatınızı şekillendiren negatif düşüncelerin sayısının ne olduğunu tahmin bile edemezsiniz. (Budist öğretilere göre zihinden bir saat içinde geçen düşünce sayısı 702.000.) Takıldığınız herhangi bir düşünceye inanmaya başladığınızda ona uygun hareketler yapıyorsunuz. Ne yaptığınız nasıl bir insan olduğunuzu belirliyor. Düşünceler her zaman gelip geçecekler. Onlara tutunmak yerine sadece izlemeyi öğrenmek de fayda var. Aksi takdirde kendiniz olmak başka bir mevsime kalacak.
- - Diğer insanların hakkımda ne düşündükleri önemli olmasaydı nasıl davranırdım ya da ne yapardım?
- - Kendimi etiketlemediğimde yani gerçek olmayan hikayelerle kendime anlam vermediğimde hayatım nasıl olurdu?
1915-1973 yılları arasında yaşamış olan İngiliz filozofu Alan Watts’ın kendiniz
olmakla ilgili güzel bir sözüyle yazıma son veriyorum.
“” Kendiniz
olarak uyanmak, olmayı hayal ettiğiniz kişiyi bırakmayı gerektirir””
İsteyenler için bu sözün orijinali ise şöyle; Waking up to who you are
requires letting go of who you imagine yourself to be.” ~
Bundan sonrasında TOP sizde!!!
Her daim Sevgi ve Işıkla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder