Öğrendiğimiz bilgiler “save” tuşunu kullanmadığımız
sürece uçup gider. Tadını bildiklerimiz, “save” tuşuna bastıklarımızdır, hatırlaması
kolay olur. Bu yüzden de deneyimlerden öğrendiklerimiz, kitaplardan öğrendiklerimize
göre daha kalıcıdır. Bir de bazı özel insanlar vardır, onlardan öğrendiklerimiz de kalıcıdır. Bu insanlar genellikle ilham aldığımız kişilerdir. Söyledikleri
gibi yaşamaları ile ünlüdürler.
Çocukların çok özel bir enerjileri vardır, onları da
ilham aldığımız kişilere dahil edebiliriz. Çocukların tecrübe yaşları küçük olsa da insan ilişkilerinde çok başarılıdırlar.
Özellikle teslim olmak, geçmişi bırakmak, affetmek, kin tutmamak konularında çok
başarılıdırlar. Örneğin, oyun oynarken arkadaşlarıyla kavga etmiş olsalar dahi
bir sonraki oyunda kolayca yeni bir sayfa açabilirler. Akılları fikirleri güzel
vakit geçirmektedir. Bir önceki oyunun öcünü almak akıllarına bile gelmez. Geçmişi
geçmişte bırakmanın doğru olduğunu bilmenin ötesinde bu hali yaşarlar. Bu
özellikler, çocuktan çocuğa değişmez. Tüm çocuklarda aynıdır. Bu yüzden de çocuklar,
öğrenme konusunda güvenilir kaynaklardır.
Biz yetişkinler çocukların aksine geçmişi geride bırakmaz
aksine ona sıkıca tutunuruz. Geçmişi zihnimizde tekrar tekrar canlandırarak açılmış
yarayı sürekli kanırtarak iyileşmesini engelleriz. Şüphecilik, ben haklıyım, en
iyisini ben bilirim tarzı, tek bir şeyle sonuçlanır. O da mutsuzluk. Çocukların
yöntemi ise her zaman mutlulukla sonuçlanır. Peki çocuklar, bu özelliklerinden
nasıl vazgeçerler?
Tabii ki biz yetişkinler sayesinde…Oyun oynayan çocuklar
örneğine geri dönecek olursak; Ebeveynlerden biri oyun sırasında çocuğunun haksızlığa
uğradığı düşünür ve diğer çocuğa diş biler. Aynı durum birkaç kez daha tekrarladığında,
diğer çocuk tütü kaka olur. Bu durumda ya çocuk arkadaşından uzaklaştırılır ya
da diğer çocuğun ailesi düşman statüsüne alınır. Çocuğun tarafında ise durum
çok farklıdır. İntikam peşinde koşulmaz. Çünkü geçmişi geride bırakma, kin
tutmadan, affedip ilerlemek gibi birçok güçlü silaha sahiptir. İlerleyen
zamanlarda, doğduğundan beri tüm ihtiyaçlarını karşılayan, her türlü şartta sevip
koklayan ebeveyninin kararına uymaktan başka çaresi kalmaz. Her zaman yaptığı
gibi geçmişi kolayca bırakarak kullandığı güçlü silahlarını rafa kaldırır.
Guru google’da küçük bir araştırma yaptığınızda; dünyadaki
dengesizlik ve kaosun sebebinin insanların birbirine verdiği sözel, fiziksel,
zihinsel zararlar olduğundan bahsedildiğini keşfedersiniz. Bu çok doğru bir
bilgidir. Diğerleriyle
dengede olmadığımız sürece mutsuzluk kaçınılmaz olacaktır. Mutlu olmak için
diğerleri için bir şeyler yapmak ve onların bir şeyler istemesine izin vermek
gerekir. “Ben, ben”, “Ben daha iyisini
bilirim” e dayalı negatif düşünce ve fikirlerin sonucunda yaratılacak şey, tatminsiz
bir zihindir. Tatminsiz zihin, bağımlılıkla sonuçlanır. Bağımlıklar da kıskançlık
ve öfkeye sebep olur. Bilime inanıyorsanız negatif düşünce ve fikirlerin pozitif
olmayacağını bugüne kadar fark etmiş olmalısınız. Yine de emin değilim
diyorsanız, kendi deneyimlerinize baktığınızda zaten gerçek ortaya çıkacaktır.
Sonuç olarak çocuklar
bugün doğan güneşin akşam olduğunda yok olup ertesi gün tekrar doğacağını bilerek
endişe etmeden kolayca geçmişi geride bırakabilirler. Biz yetişkinler ise her
gün güneşin doğduğunu akşam batacağını ve ertesi gün doğacağını bildiğimiz
halde güneşi sıkıca tuttuğumuzu varsayıp bir daha hiç batmayacağına göre hayatımızı
şekillendiririz. İşin kötüsü çoğumuz bu fikri destekler hatta inanır…
Her Daim Sevgi
ve Işıkla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder