Dalai Lama, insanları yaratılmasıyla ilgili gerçekleri
şöyle dile getirmiş. İnsanlar sevilmek, diğerleri ise kullanılmak için
yaratıldılar. Dünyadaki kaosun sebebi, diğerlerinin sevilmesi ve insanların kullanıyor
olmasıdır.
Eminim, aranızdan bu sözlere “Hadi canım çok saçma” diyen çıkmayacaktır. Bu sözler ne kadar doğru olsa da olsun bir türlü hayatımızda ifade bulmazlar, hatta tam aksi gerçekleşir.
"İnsanlar kullanılır, diğerleri sevilir."
Yıllarca, sahibi
olduğumuz araba, elbise, ev, mutfak, banyo her ne varsa onları çok sevdik,
onları korumak için elimizden geleni yaptık. Hatta yaşadığımız bu dünyada,
diğerleri ile ilgili ayrı bir ekonomi oluşturulmuş durumda. Örneğin, eşyalar
sigortalanıyor, özel korumalar tutuluyor, alarm sistemleri kiralanıyor,
kasalar, özel siteler yaptırılıyor. Bir sürü insan bu ekonomiden ekmek parasını
kazanıyor. Görünüşte diğerlerinin sevilmesi herkesin faydasına çalışıyor gibi.
Dalai Lama’nın bu
sözlerini hayatınıza almaya karar verdiğinizde, özetle şunlar olur; ilk başta
çevrenizdekiler saçma sapan şeylerle uğraştığınızı söylerler, hatta gülerler
size. Bu ekonomiyi oluşturanlar, böyle bir seçimin uzun ömürlü olmaması için
elinden geleni yapmışlardır. Her şey, herkes birbirine bağlıdır. Fakat yine de
insanları sevmek yerine diğerlerini sevdiğimizde hayatımızdaki hasarını bilmeye
ihtiyacımız var. Özgür irade her zaman işler. Çünkü aynı şekilde her şey,
herkes birbirine de bağlıdır. Hadi hasara şöyle bir göz atalım.
Diyelim ki,
alışveriş merkezinde muhteşem bir elbise gördünüz. Fiyatı, bütçenizi aşıyor.
Gözü yansın diyerek kredi kartınızla satın alıyorsunuz. Eve gidince dolabınızın
en nadide köşesine yerleştiriyor, arada sırada dolabınızın kapağını açarak onu
giydiğinizde insanların sizi ne kadar çok beğeneceğini hayal ediyorsunuz.
İlerleyen günlerde elbisenin başına bir şey geliyor. Mesela bir partide,
sevdiğiniz bir arkadaşınızla sohbet ederken arkadaşınız yanlışlıkla elbisenizin
üzerine kırmızı şarap döküyor. Bir anda elbisenize olan hayranlığınız
bitiveriyor, arkadaşınıza karşı hissettiğiniz sevgi ise hasar görmeye başlıyor.
O günden sonra arkadaşınızı eskisi gibi tolere etmemeye başlıyorsunuz. Zamanla
arkadaşınıza karşı hissettiğiniz sevgi azalıyor. Ya da benzer
senaryoda, yine bir partidesiniz. Masanın yanında geçerken masanın çivisi
elbisenize takılıyor ve elbiseniz yırtılıyor. Tüm geceyi ne kadar beceriksiz ve
dikkatsiz olduğunuzla ilgili hesaplaşmalarla geçiriyorsunuz. Hatta geçmişteki
benzer olayları hatırlayarak, kendinizi iyice aşağılıyorsunuz. Elbiseniz
mahvolmuş olsa da 8 ay daha elbisenin ücretini ödemek zorunda olduğunuzu
hatırlayarak kendinizi daha da kötü hissediyorsunuz. Bu iki senaryo da
diğerlerini sevdiğimizde başımıza neler geldiğini çok net gösterir. Mutsuzluk!
İnsanları kullanmak ilgili durumlara baktığımızda ise
şunlar olabilir;
Her zaman insanların bizim hakkımızdaki ne düşündükleri önemli olmuştur. Onların nasıl bir insan olduklarından ziyade bizim hakkımızda ne düşündüklerine odaklanırız. Bir taraf, teyit almak için insanları kullanır. Diğeri, söylediklerinin gerçek olmadığını bildiği halde birilerinin onu koşulsuz desteklemesinden mutluluk hissettiği için insanları kullanır. Her iki taraf için de durum tatmin edici gibi gözükse de sonuç mutsuzlukla sonuçlanacaktır. Gerçekler ortaya çıktığında ki fazla üzün sürmez teyit bekleyen kişi yanıldığını fark eder, geri çekilir. Diğer taraf artık desteklenmediği için ona güvenemeyeceğine inanır. Sonrasında ne mi olur? Her iki taraf da yeniden başlar. Biri, kendisine teyit verecek birisini, diğeri de her şeye rağmen onu destekleyecek birisini bulur. Dünya nüfusunu düşündüğünüzde, yeni birisini bulmak hiç de zor olmayacaktır.
İnsanları sevmek yerine kullanmaya devam ettiğimiz sürece
onların ağızlarından çıkanlar, mutluluk ya da mutsuzluğumuzun sebebi olmaya
devam edecektir. En iyisi orijinale dönmektir. Yani “İnsanlar sevilmek
için yaratıldılar. Diğerleri, kullanılmak için yaratıldılar.”’ Sözünü
destekleyecek seçimler yapmaktır. İnsanları seversek herkes kazanır. Biz onları
sevdiğimizde onlar da bizi seveceklerdir. Her insan kendisini seveni, her ne
olursa olsun anlayışla karşılar, toleranslı davranır ve güvenir. İnsanları
sevmenin cebe de faydası vardır. Korumaya ve rekabete yönelik harcamalar
azılır, sıkıntı çekmeden büyük bir tasarruf yapılmış olur. Belki de en önemlisi
insanları kullanmaya devam ettiğimiz sürece kendi hayatımızla ilgili bir şeyler
yapmak zorlaşacak ve daha tembelleşeceğiz. O zaman insanları sevmek daha da
zorlaşacak.
Evren,
insanları sevebilmemiz için diğer şeyleri kullanımımıza sunmuştur. Bu nasıl bir
ince düşüncedir!!! Bence bu bayram süresince, insanları sevmeyi, diğerlerini de
kullanmayı hatırlayalım. Belki de bu sözler dört gün süren bu bayramın sonunda
hayatınızda ifade bulmaya başlar. Kim bilir?
Bayramınız kutlu olsun, çok keyifli geçsin…
Her Daim Sevgi ve Işıkla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder