Aklın dönüşümü, maskelerin, sahte kimliklerin ortadan kalkması demektir. Bunu sağlamak için zihnin içinde, var olduğunu düşündüklerimizin asla var olmadığını hatta asla var olmayacağını kavramamıza yardımcı olacak bir alan yaratmak gerekir. Budist öğretiler bu alanı “emptiness”, boşluk/yoksunluk olarak adlandırırlar. Bu alan uzun süredir devam eden aldatıcı ben’e olan inancınızı ortadan kaldırmanıza yardımcı olacak olandır. Ancak meditasyon yaparak deneyimlenebilir. Meditasyon sırasında herhangi bir nesnenin var oluşuyla ilgili üç gerekliliğe odaklanılır. Bu üç gereklilik şunlardır;
1. Sebep-Sonuç ilişkisinin gerekliliği: Hiçbir şey yoktan var olamaz. Bir takım koşul ve durumlar bir araya gelerek bir nesneyi oluştururlar. Örneğin, yaz mevsiminde olmamıza rağmen hala yağmur yağmasının gerisinde onu yaratan sebepleri vardır.
2. Parçaların Gerekliliği: Var olan her şey parçalardan oluşur. Parçalarından bağımsız somut bir şey yoktur. Hiçbir şey tek başına var olamaz.
3. Kavramsal Atama gerekliği: Her şeyin bir ismi yani etiketi vardır. Örneğin, karton bardağa kendi tarafından bakarsak bardak değildir. Karton silindir şekline getirilmiş altına da yuvarlak yapıda başka bir karton yapı birleştirilmiş ve bu yapıya “Karton bardak” ataması yapılmıştır.
Bu üç gereklilikten enerjisel olarak en ince seviye olan üçüncüsünü (kavramsal atama) anladığınızda işiniz kolaylaşacaktır. Fakat bunu yapmak hiç de kolay olmayacaktır. Bu yüzden de maskelerin, sahte kimliklerin sebep olduğu acıdan kurtulabilmeyi gerçekten çok istemek önemlidir.
Bu üç gereklilik iyice özümsendiğinde hayatınız değişebilir. Örneğin, kurban psikoloji kendiliğinden yok olur. Hatta bu yolun sonunun “aydınlanmak”olduğunu söyleyenler bile var. Bunu üç gerekliliği kullanarak “Aydınlanmayı”analiz edersek; “Aydınlanma”sadece kavramsal bir atamadır. Aydınlanma tek başına oluşmaz. Aydınlanmanın olması için parçalara ihtiyaç vardır. Bu parçaları kısaca özetlersek;
Niyet, konsantrasyon geliştirmek, bir şeyin var olabilmesinin üç gerekliliği özümsemek ve bu konuyla ilgili eğitim almak ve kitaplar okumak, özümseyenlerin hayatını incelemek, hatta onların yolundan gitmek, insanlar ve hayvanlara zarar vermemeye başlamak vb. gibi. Peki sonuç ne olur?
Huzur, koşulsuz sevgi, şefkat, barış, saadet, mutluluk. Evet ben bunu çok isterim derseniz sebep yaratmaktan başka çareniz yoktur. Zira ne ekerseniz onu biçersiniz.
Şimdi size kısacak bir soru; hayatınıza bundan sonrasında sahte kimlik ve maskeleri oluşturan parçaların peşinden koşarak mı? yoksa gerçek niyetinizi yaratacak parçaların peşinden koşarak mı devam etmek istiyorsunuz. Unutmayın sizi siz yapan “siz” den ziyade sizi siz yapan parçalarınız…
Çok yakında 56 yaşıma giriyorum. En büyük dileğim ne biliyor musunuz? Bir türlü bitmek bilmeyen şu maskelerin halüsünatik yapısına son vermek. Benim için dua edersiniz çok şahane olur.
Her Daim sevgi ve Işıkla.
Sibel KAVUNOĞLU
www.Nefestr.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder