Yeni yıl hazırlıklarının sonuna geldik. Yeni yıl hazırlık-1 başlıklı yazımda mutlu bir hayat için nasıl düşünebileceğimiz, nasıl davranabileceğimiz,
diğerleriyle nasıl iletişimde bulunabileceğimiz, yaşama nasıl anlam verebileceğimizle,
yeni yıl hazırlık-2 başlıklı olanda ise kalpten bir niyet yaratmakla ilgili bir şeyler yazmıştım. Bugünkü yazımda acı çekmeyi tersine çevirmenize yardım olacak bir konudan bahsetmek istiyorum.
Yaşadığımız sürece her ne yaparsak yapalım acı çekmeye
mahkumuz. Mesela herhangi bir şeyi seçtiğimiz anda, diğerini seçmediğiniz için
acı çekiyoruz. Seçmiş olduklarımızın ileride aynı mutluluğu vermeyeceğini bildiğimiz halde seçmediğimiz şeyler için kendimizi suçluyoruz. Başka bir örnekte; hayalimizdeki arabaya sahip olduğumuzda yeni araç kokusunu
hissetmek, müzik dinleyerek yol almak vb. gibi araçla ilgili her şey son derece
keyif verir. Kaza yaptığımızda ya da arabanın bakım zamanı geldiğinde acı ortaya çıkar. Aracı bakıma kimin götüreceği başlı başına bir sorundur. Araç
bakımdan çıktığında ise bakım faturası sıkıntı yaratır. Bir
diğer örnekte ise; çok severek satın aldığınız elbise çıkartılması zor bir lekeyle size veda edebilir. Bir daha hiç giyemeyeceğiniz
bir elbisenin taksitlerini ödemek zamanla sinir bozucu bir hal alır.
Tüm bu örneklerden şu sonuç çıkar. Seçimlerimiz bizi mutlu etmekten çok kendimizi suçlamamıza ve daha çok acı çekmemize sebep olurlar. Bu sonuç zengini, fakiri, çoçuğu, yetişkini herkes için geçerlidir. Bu dünyada sürekli olarak mutluluk verecek bir şeye rastlamak imkansız. Bu gerçeği en derinden bildiğimiz halde acı çekmemek için çevremizdeki insanlardan nefret eder, sürekli tilkivari planlar yapar, hatta hayallerimizden vazgeçeriz. Öyle ki dinlenmeye zaman kalmaz. Bu da fiziksel, zihinsel ve ruhsal acıya sebep olur. Bu döngü doğduğumuzdan ölüm anımıza kadar var olan değişmeyecek bir döngüdür. Gerçeği değiştirmek ne kadar imkansızsa acıdan kaçmak da imkansızdır.
Tüm bu örneklerden şu sonuç çıkar. Seçimlerimiz bizi mutlu etmekten çok kendimizi suçlamamıza ve daha çok acı çekmemize sebep olurlar. Bu sonuç zengini, fakiri, çoçuğu, yetişkini herkes için geçerlidir. Bu dünyada sürekli olarak mutluluk verecek bir şeye rastlamak imkansız. Bu gerçeği en derinden bildiğimiz halde acı çekmemek için çevremizdeki insanlardan nefret eder, sürekli tilkivari planlar yapar, hatta hayallerimizden vazgeçeriz. Öyle ki dinlenmeye zaman kalmaz. Bu da fiziksel, zihinsel ve ruhsal acıya sebep olur. Bu döngü doğduğumuzdan ölüm anımıza kadar var olan değişmeyecek bir döngüdür. Gerçeği değiştirmek ne kadar imkansızsa acıdan kaçmak da imkansızdır.
Kısaca acıların sonu gelmeyecektir. Bu
nasıl bir yeni yıl mesajı diyorsanız. Size şöyle söyleyeyim, hayatınızın her anında acı var olduğunu kabul ettiğinizde yani “acı çekmemek” konusuna tutunmaya son verdiğinizde
hissedeceğiniz rahatlık yeni yılda sizi daha mutlu bir insan yapabilir. İsterseniz şimdi bitmek
tükenmek bilmeyen acıdan kaçma bağımlılığının azalması ya da yok
olması durumunda hayatınızın nasıl olacağını hayal edin. Sadece hayali bile sizi
rahatlatacaktır.
2018 yılı hepimize uğurlu gelsin...
2018 yılı hepimize uğurlu gelsin...
Her Daim Sevgi ve Işıkla
Sibel Kavunoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder