Yaşam enerjimiz
sürekli yüksek seviye de kalsaydı. Değişmeseydi ne kadar güzel olurdu.
İsterseniz şöyle bir geçmişe gidin. Ve yaşam enerjinizin yüksek olduğu bir anı
hatırlayın. O anda içerisindeyken endişe, kaygı, korku dolu düşünceler etkili
olabildi mi? Tabii ki hayır! İşte sırf bu yüzden de yaşam enerjimizi yükseltmek
çok önemli.
Ben enerjimi
yükseltmek için nefes yaparım, fırsat buldukça da inzivaya giderim.
İnzivadayken kafam tamamen boşalır. Tabii ki zihnimde bazı negatif düşünceler
olur. Fakat hiç birisi beni negatife yönlendirecek güce sahip değildir. Ekim
ayında aynı amaçla Tibetli bir Lama (öğretmen) tarafından idare edilen Budist
manastıra gittim. Manastırdaki rahiplerin çoğu da çocuktu. Geçinme zorluğu
yaşayan aileler, karınları doysun, iyi eğitim alsınlar diye çocuklarını bu
manastıra bırakmışlar. Çocuklara burada hem çok iyi bakılıyorlar hem de iyi bir
kalbe sahip olmanın yolu gösteriliyor.
Çocuklar tüm insanlığın mutlu olması, herkesin
acılarından ve acılarının sebeplerinden özgürleşmeleri, neşe, coşkunun
hayatlarından eksik olmaması, ayrımcılığın sona ermesi için çağrıda bulunarak
günlerine başlıyorlar. Okuma yazma derslerinin yanında yaşarken acı,
öfke, kıskançlık, gurur ve şüpheyi nasıl yönetebileceklerini öğreniyorlar.
Bunun için de öfke, kıskançlık, şüphe, pişmanlık, gurur vb. gibileri alt
edebilmek için 84.000 değişik öğreti üzerinde çalışıyorlar. Kısaca, dünyanın bir yerinde sizin mutlu olmanız, acı çekmemeniz için evrene çağrılar yapan
insanlar var.
Çocukların bu
durumunu görünce insanın aklına şöyle bir şey geliyor. Felaket habercilerinin
söyledikleri gibi ümitsiz durumda değiliz. Hala iyi şeyler yapma iç güdüsüne
sahip insanlar var bu gezegende. Tıpkı o çocukların yaptığı gibi bizler de yeni
yılda başkalarının mutlu olması için çağrıda bulunabiliriz. Bu çağrıları daha
da güçlendirmek için fiziksel, sözel
ya da zihinsel olarak acımasız olmaya son verebiliriz. Çünkü dedikodu yaparak,
insanları tersleyerek, kötü sözler söyleyerek, yalan konuşarak sözel olarak, insanlar
hakkında kötü düşünerek zihinsel olarak başta kendimize olmak üzere diğerlerine
karşı son derece acımasız olabiliyoruz.
Geçmişte hepimiz
çocuktuk. Daha kısıtlı imkanlarımız olduğu halde acımasız olmadık. Şimdilerde
daha geniş imkanlara sahibiz. Acımasız olmamayı başarmak daha kolay. Bunun için
de gerekli olan; “Kalpten Gelen Bir Niyet”. Dilerseniz 2018 yılı boyunca tıpkı
küçük rahipler gibi tüm insanların mutluluğu için çağrıda bulunabilir ve acımasız
olmamayı dileyebiliriz.
“Tüm canlılar acılarından ve acıların
sebeplerinden kurtulsunlar,
Tüm canlılar mutlu olsunlar ve nasıl mutlu olabileceklerini bilsinler
Hayatlarından neşenin eksik olmasın, tüm canlılar ayrımcılıktan
özgürleşsinler
Bunu sağlamak
için fiziksel, zihinsel ve sözel olarak acımasız olmamaya niyet ediyorum”
Dilerseniz: Bu çağrıyı her gün üç defa tekrarladıktan sonra bir ya da
iki dakika kadar tüm bunların gerçekleşmesi durumunda sizin ve diğerlerinin
hayatının nasıl bir hale geleceğini düşünün. Bu çağrının gerçekleşmesi
durumunda bugünlerde sizi en çok rahatsız eden şeylerin nasıl etkileneceğine
bakın.
Her Daim Sevgi ve Işıkla
www.Nefestr.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder