Bir
önceki yazımda, sevmenin, kendimizi keşfetmek, sevilmenin ise diğerlerini
keşfetmekle ilgili olduğundan bahsetmiştim. Aynı konuya biraz daha devam etmek istiyorum.
Sevmek söz konusu olduğunda, baktığımız, tattığımız,
duyduğumuz, dokunduğumuz her şeyin sevilecek taraflarına odaklanırız. Bu
şekilde yeni şeyler keşfeder, araştırma, analiz yetkinliklerimiz geliştiririz. Sevilmek söz konusu olduğunda ise, diğerlerini
sevmek için neler yapılması gerektiğine odaklanırız. Bu gelişmekten ziyade tatminsizlikle sonuçlanır.
Sevgi ile ilgili susuzluğumuz giderilmedikçe başkaları tarafından
sevilmeyi beklemek yanlış olur. Aç ve
susuz kalmış bir insanın zihinsel ve fiziksel durumunu hayal ettiğinizde ne
demek istediğim daha da netleşecektir.
Sevmeye kafayı taktığımızda özgür, sevilmeye kafayı taktığımızda ise
bağımlı olma ihtimali fazladır
Sevmek anı yaşamak, Sevilmek kontrolü elden bırakmamak için geçmiş ve gelecek arasında
gidip gelmekle ilgilidir
Sevmek bekleme halidir. Kabullenme ve hoş görüye
sebep olur. Sevilmek, beklenti halidir. Hayal kırıklığına sebep olur.
Seven, mutlu olmak, sevilmek isteyen ise manipülasyon yapmak konusunda uzmanlaşır.
Eminim, okurken sevmek ve
sevilmekle ilgili aklınıza daha bir çok farklılık gelmiştir. Hepsi de şöyle bir
sonuçta birleşirler...Sevmeye odaklandığımızda bizi yoldan çıkaracak duygu ve
düşünceler ortadan kalkacağından daha da mutlu oluruz. Mutlu bir insanın zarar verdiği de hiç bir
yerde görülmemiştir. Kimseye zarar
vermediğimizde ise hayatımızda bizi seven bir sürü insan olacaktır.
Sevmeyi seçtiğimizde,
sevilmek kendiliğinden gelecek, sevilmeyi seçtiğimizde ilk soru tekrar gündeme
gelecektir... Sevmek? Sevilmek mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder