Beğenmediğiniz bir gömleği size kim satın
aldırabilir? Ya da istemediğiniz bir yemeği size kim yedirebilir? “HİÇ KİMSE” öyle değil mi? Peki, o zaman neden
bazen kendimizi mutsuz ve huzursuz hissediyoruz? Bu sorunun yanıtını ilişkiler
ile ilgili bir örnek üzerinden giderek açıklamak istiyorum.
Örneğin; şu an birisinden hoşlanıyorsunuz. Coşku
içindesiniz ancak onunla birlikte olmanın hayalini kurmak yerine “onunla
birlikte olmak istemiyorum ya beni terk eder ise ” şeklinde endişeleniyorsunuz.
Peki, her şey güzel gidiyorken neden
endişeleniriz? Çünkü gerçekte yaşamınıza birisinin girmesini istemezsiniz. Büyük
bir ihtimalle geçmişte yaşadığınız bir ilişki istemediğiniz şekilde sonuçlandı
ve benzer durumu bir daha deneyimlememek adına bu hikâyeyi uydurdunuz. Evet,
terk edilmiş, yüzüstü bırakılmış olabilirsiniz, ancak bu noktada ilişkideyken
nasıl bir insan haline geldiğinizi de hatırlamanızı tavsiye ederim. Örneğin; İlişkideyken
sürekli fedakârlık yaparak, arzu ve isteklerinizi erteleme alışkanlığınız olabilir
mi? “Ya galiba biraz” diyorsanız, arzu ve isteklerin ertelemenin bir
tür kısıtlama hali olduğunu da kabul edin. Nedeni ne olur ise olsun kısıtlamalar
acı verir. Bu durumda acıdan uzaklaşmak için ya ilişkiye girmekten kaçar ya da imkânsız
ilişkilere doğru çekilirsiniz. Hatta zaman içinde karşınıza çıkan kişilere hayran
olmamak için, aptal olduklarını düşünür, onlarla zaman geçirmemek için; sıkıcı olduklarına
karar verir, hatta sizden uzaklaşmalarını garantilemek için, özgürlüklerini kısıtlarsınız. Hâlbuki tüm bunları yapmak yerine sadece ilişkiye
girmek istemediğinizi kabul etseniz, her şey daha, kolaylaşacaktır. Ama olmaz!
hem ilişkiye girmeyi istemez hem de (sadece
lafta kalacak olsa da) onunla birlikte olmayı arzularız. Burada sıkıntıya
sebep olan şey birbirinin zıddı iki şeyin aynı anda gerçekleşmesini dilemektir.
Bu da gerçek ile savaşmak anlamına gelir ki gerçekle giriştiğimiz savaşı hiçbir
zaman kazanamayız. Net olamamanın altında ya cahillik ya da korku yatar. Cahillik
var ise acı da olmayacaktır. Acı var ise “Sevmekten
Korkuyorsunuz.” Demektir.
Bir ilişkinizin olmasını arzuluyorsanız, insanların sizi
sevmeleri için uğraşmak yerine onları korkmadan nasıl sevebileceğinizi
araştırın. Çünkü sizi asıl korkutan şey, sevgi değildir, ilişkideyken nasıl bir insan haline gelmiş
olduğunuzdur. Sıkı bir rejimdeyken muhteşem bir tatlıyı yemekten sizi kimse alıkoyamıyor
ise sizi ilişkide olmaktan sizden başka kimse alıkoyamaz. Çünkü niyetin gücü
her zaman kazanacaktır. Tabii niyetiniz gerçek ise!
Her
Daim Sevgi ve ışıkla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder