Zaman zaman karanlık ve aydınlık taraf birbiri ile
karışır. Mesela, çok sevdiğiniz halde, karşılığını alamadığınızda öfkelenirsiniz
ya da o kadar çok alçak gönüllü olursunuz ki kendi değerinizi hissedemez hale
gelirsiniz. Hayatınızda bu ve buna benzer durumlar olduğunda karanlık tarafta
ikamet ediyorsunuz demektir. Peki, karanlık tarafa geçişi engellemek mümkün
müdür?
Maalesef “mümkün değildir”. Aksine bu durumu,
fırsata çevirmek mümkündür. Mesela, öfke ve kızgınlık yükselmeye başladığında
bu yükselişi karanlık tarafın sunduğu fırsatlar olarak değerlendirip “Hımm, galiba
karanlık taraf bana “Sevdiğimi düşündüğüm kişiyi gerçekten sevmediğimi” “Koşulsuz
sevgiyi deneyimleme niyetimden uzaklaştığımı” ya da “Şu aralar kendimi sevmediğimi
“hatırlatıyor olabilir. En iyisi kendimi sevme, huzurda ve barış kalma
niyetimde ısrarcı olayım. Ve … şunu ve bunu ....yapayım ” diyebilirsiniz. Ya da karanlık tarafın kuvvetlerinden destek alıp
biraz bencil olun. Hatta öyle çok bencil olun ki öfke ve kızgınlık, yüzünüzdeki
nuru alamasın, hormonlarınızın salgıladığı adrenalin enerjinizi tüketemesin.
Tabii bir de öfke ve kızgınlığa, bilgece yaklaşamadığınız
anlar vardır. Bu tür anlardan geri dönüş zordur. Yani “ Atı Alan Üsküdar’ı geçmiş” tir. Yapılacak tek şey; ortalık iyice
sakinleştikten sonra ileride aynı fırsat gündeme geldiğinde onu nasıl verimli
hale dönüştürebileceğinize kafa yormaktır. Hadi, şu an birkaç dakika boş vaktiniz var ise
bu fırsatı kaçırmayın ve geçmişte ışık ve karanlığın birbiri ile karıştığı anlarınızın
olup olmadığına bakın. Şimdiye kadar hangi fırsatları değerlendirebildiğinizi,
hangilerini değerlendiremediğinizi tespit edin. Değerlendiremediklerinizi verimli
hale dönüştürmenin yollarını arayın.
Bence
bu değerlendirme anları, fırsatları değerlendirmede gelinebilecek en son noktadır!.
Her Daim Sevgi ve Işıkla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder