20 Temmuz 2010 Salı

Yaşam Döngülerimiz Hakkında


Hayatınızdaki döngüleri farkettiğiniz oluyor mu? İlk döngü ne zaman başladı ? Dönüşe dönüşe ne hale geldi? Tüm bu soruların yanıtını aşağıdaki yazımda bulabilirsiniz.

Bugün bizi biz yapanın çoğunlukla 0-7 yaş arasında ailemizden ve çevremizden gördüklerimiz olduğunu bir çok kitaptan okumuşsunuzdur. Ayrıca her şeyin anne karnında başladığından bahsedilir. İşte buna pek inanmazdım ta ki bizzat deneyimleyene kadar.

Şu sıralar Michael Brown’un Presence Process çalışmasını yapıyorum. 9.ncu haftam ve son iki haftam kaldı. Bu çalışmada her gün minumum 15 dakika olmak üzere 2 bağlantılı nefes çalışması yapıyorsunuz. Çalışmanın 7.haftasında 20 dakika sıcak suda kalmanız isteniyor. O gün banyoya girdikten 15 dakika sonra genelde saunaya ve buhar odasına girdiğimde başıma gelen oldu ve nefesim yetmiyormuş hissine kapıldım. Nefese devam edip kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Aniden bir biliş geldi. Annemin karnındaydım. Anneme zorluk yaratmayayım diye hiç kıpırdamadan duruyor, nefes almaya dahi korkuyordum. Annemi rahat ettirmek için yaşadığım sıkıntıları ona yansıtmamaya çalışıyordum. Belki biraz sakin olup çabayı bırakıp teslim olsam beni çok farklı deneyimler bekliyor olacaktı ama o zamanlar çabalamaya devam etmeyi seçmiştim. Gelen bu bilgiyi annemden öğrendiklerimle birleştirdiğimde ise bu bilginin hiç de yabana atılacak bir bilgi olmadığını farkettim. Annem bana hamile kaldığında henüz 22 yaşındaymış ve beni doğurmak istememiş. Uzun süre çantasında iğnelerle dolaşmış, sonrasında da aldırma zamanı geçmiş ve beni doğurmak zorunda kalmış. Ablamla bana hamile kaldığı dönemi karşılaştırdığında, benim sorunsuz olduğumu, fiziksel değişim dışında hamile olduğunun farkında olmadığını söylemişti.

Bu durum hayatımda nasıl bir gerçeği yarattı? dersiniz. Evet hayatımda bir şeyleri yapmak, çevreme iyi görünmek adına devamlı çabalamıştım. Nankörlük etmek istemem ama iş hayatında başarılı olmayı arzulamanın aslında benim isteğim olmadığını farkına vardım. Herkesin hayatını kolaylaştırmaya çalışmış ve kendimi arka plana atmıştım. Herşeyi onlar için kolay hale getirdiğimi düşünerek aşırı çaba göstermiştim. Her şeyi kolayca ve hiç tereddüt etmeden gerçekleştiriyordum ki kimse onlara ihtiyaç duyduğumu farkedemiyordu. Beni ikinci plana attıklarında da bana ihanet ettiklerini düşünüyor ve içten içe onlara sinirleniyordum. Aslında hepsi birer haberciydi. Onlara kızmamam gerekirdi. Sadece onlardan gelen mesaja bakıp içimdeki çocuğu yatiştirıp kendisini ifade etmesine izin vermem yeterliydi.

Bu döngüden kurtulmaya niyetliydim. İhaneti deneyimliyorsam, ihanetin tam tersi işbirliğini hayatımda yaratmak yani kendimle işbirliği içine girmeliydim. Kendimle işbirliği içinde olduğumda ise ihaneti deneyimlememeye başlayacaktım. Hayatımdaki bu döngüyü kırmış olacaktım. Önce işbirlikçinin sözlük anlamına baktım. İşbirlikçi; amaç ve çıkarları bir olanların oluşturdukları çalışma ortaklığı anlamına geliyordu. Evet kendimle işbirliği içinde olacaktım. Amacımız aynıydı işbirliği içinde olabilirdik. İstemediğim bir şey veya bir durum için “ Hayır”, istediğim bir şey veya bir durum içinde “ evet” demekle başlayacaktım. Bu biraz zor gözükse de döngünün artık sonlanması için bunu yapmaktan başka çarem olmadığına inanıyordum. Hayatıma giren habercinin emeklerini boşa çıkarmamaya niyetliyim. Hayatınızda size zor anlar yaşatan insanların size sadece mesaj vermek için hayatınızda olduklarını unutmayın. Sizi terkediyor veya size ihanet ediyor gibi görünebilirler. Aslında hepsi birer kendinize ne yaptığınızı hatırlatan haberci. Size şeytan görünenler bir gün size melek olabilirler.

Dün akşam rüyamda yaptığım bir konuşma ile yazıma son vermek istiyorum. Rüyamda karşımda bir sürü insan beni dinliyordu. Konuşmamı “Ben enerjimi yükselttikçe, hayatın akışına kendimi bıraktığımda diğer insanların da enerjileri yükselecektir. “ şeklinde bir cümle ile tamamladım. Çok doğru bir cümleydi siz olana izin verirseniz, olanın mükemmel plan için kendine özel anlamı olduğuna, size sizinle ilgili ipuçları verdiğini düşünürseniz her aldığınız mesaja tepki vermek yerine sadece size nasıl bir mesaj gönderdiğine odaklanırsanız içinizden gelecek “ Aha.. “ şeklinde farkındalıkları duymak olası dahilinde .. siz yükselirseniz size haberci görevi yapan insanları da özgür bırakırsınız artık size verecek mesajları kalmaz. Ve onlar da özgür olur, yükselirler.

Hayatınızda olanların sorumluluğunu aldığınızda gerçek özgürlüğe ulaşabilirsiniz. ........... Şu soruyu samimi olarak yanıtlamanızı istiyorum....Özgür olmayı gerçekten istiyor musunuz ?..... Unutmyaın özgür olmak sorumluluklarını kabul etmektir.

DİP NOT: Hayatıma giren tüm haberciler hepinize gerçekten çok teşekkür ediyorum. Hayatıma girip bu zor görevi aldığınız için hepinizi takdir ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder