Şiddetin kötü olduğu konusunda hem fikir olsak da çoğu zaman kendimize ve diğerlerine karşı uyguladığımız şiddetin farkında olamıyoruz. Zihnin dış şartlardan etkilenmesine izin verdiğimiz sürece de bu böyle devam edecek. Kendimize ve diğerlerine karşı uyguladığımız şiddete son vermek için önce zihnin kirlenmiş haliyle saf hali arasındaki farkı bilmek gerekiyor.
Zihnin kirlenmiş hali ile saf hali arasındaki fark nedir?
Zihnin kirlenmiş hali, negatif enerji ve duyguların sebep olduğu engellerden meydana gelir. Çok hızlı ve sert hareket eden bir insanı hayal edin. Bu insanın sert hareketleri ile anlamsız hızlılığı sizi rahatsız eder. Tam tersi sakin, huzurlu ve hoşgörülü bir insanın yanında olduğunuzda ise daha rahat hissedersiniz. Kendinizi rahatsız hissettiğiniz zamanları şöyle bir hatırlayın, işte o anların hepsinde zihnin kirlenmiş halinin parmağı vardır. Zihnin huzur, hoşgörünün bulunduğu hali ise saf halidir. Bu hal %100 korkusuz olandır. İster inanın, ister inanmayın bu hal her insanda mevcuttur. O zaman akla şöyle bir soru gelir.
Zihnin saf halini neden deneyimleyemiyoruz?
Kirlenmiş zihin, dış şartlardan etkilendiğinde (Zihnin dış şartlardan etkilenmesine örnek durumlar bir önceki yazımda mevcuttur) sürekli bir şeylerin tuzağına düşer. Bu tarz durumlar fazlalaştığında, sakin, huzurlu ve hoşgörülü olan gerçek doğasını hatırlamakta zorlanır. Olumlu ya da olumsuz dışarıyı olduğundan farklı görmeye başlar. Farklı görmeye başladığında yeni engeller ortaya çıkar. Yeni engeller, eski engellerle birleştiğinde daha güçlenir ve maalesef dünyayı olduğundan farklı görmeye başlarız.
Peki, dünyayı olduğu gibi nasıl görebiliriz?
Öncelikle dünyayı olduğu gibi görme konusunda çok ciddi olmak gerekir. Zihni bu konuda ‘’ Olursa Olur’’değil de ‘’ Olmazsa Olmaz’’seviyesine getirmek önemlidir. Bunun için de negatif engelleri pasifize edecek bedensel, zihinsel ve duygusal arınma çalışmalarına katılmalı ve ayrımcılık yapmayan, dünya gerçeklerini anlatan güvenilir felsefe ya da öğretiler takip edilmelidir. Daha önce birçok bedensel, zihinsel ve ruhsal arınma çalışmalarına katılmış, hayatınızda bir şeyler düzeldiği halde tekrardan benzer şeyleri yaşamaya başlamış olabilirsiniz. Bunun sebebi şudur;
Negatif düşünce ve duyguların iki hali vardır. Birisi gross, diğeri ise daha ince karakterli subtle olandır. Gross hali öfke, nefret, bağımlılıklar gibi enerjilerden oluşur. Gross hali kolayca fark edilebilir. Subtle hali ise daha ince frekanslı olduğundan fark edilmesi zordur. Subtle hal arındırılmadığı sürece dünyayı algılama şeklimizde değişiklik yapmak ve dolayısıyla şiddetten kurtulmak mümkün olmaz. Bu durumu okyanus metoforuyla açıklamak istiyorum.
Okyanusta zaman zaman dalgalar oluşur. Dalgaların altındaki en derin tabakada muhteşem bir sakinlik vardır. İşte bu zihnin saf halidir. Dalgalar ise negatif duygu ve düşüncelerdir. Dalgalar zaman içinde durulsa da suyun yüzeyinde ufak partiküller kalır. Bu partiküller yok olmadığı sürece zihnin sakin hali deneyimlemek zorlaşır. Küçük salınmalar her an negatif enerjileri kendilerine çekerler. Sakin halini deneyimlemek için algılarınızın ötesine yani okyanusun en derinindeki tabakaya inerek onu orada deneyimlemek gerekir. İşte o zaman gerçek gerçek daha anlaşılır hale gelir.
Zihnin kirlenmiş hali içerisindeki negatif enerjilerin bilmediği oyun dalavere olmadığından onlarla mücadele eden ve sonunda kazanan bir bilenden destek almak şanslı çöpü seçmeye benzer. Bu bilende Fredrich Nietzche’nin ‘’Kendisine sevgi dini diyen bir din bile kendinden olmayanlara karşı sert ve sevgisizdir.’’tarifine uymayan bir bilen olmalıdır. Zira böyle bir görüşe sahip olanların zihninde hala dönüştürülmemiş subtle enerji olduğundan felsefe ya da öğretiyi gerçekte olduğu gibi aktarmakta zorlanırlar.
Her Daim sevgi ve ışıkla
Sibel KAVUNOĞLU
Nefestr.com
Kaynak: Geshe Damdul Teaching of Bodhichitta
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder