Oksijen ve yaşam arasında sıkı bir bağlantı
vardır. Beden, ne kadar çok oksijen alırsa o kadar çok enerji üretir. Bu da
bedenin daha iyi çalışması anlamına gelir. Fakat yine de aklımıza şu tarz sorular
gelir;
1- Fazla miktarda oksijen alarak, vücudumuzda oksitlenmeye sebep oluyor muyuz?
2- Nefes alıp
verme tekniklerinde performanslı nefes alıp veriyoruz Bu zararlı mı?
3- Çok nefes alıp vermek serbest radikalleri artırmıyor mu? (Serbest
radikaller, sağlam moleküllerden elektron çalarak, onların yapısını bozan,
normal moleküllere zarar veren maddelerdir)
Bu soruların yanıtları ise şöyledir;
- -
Bağışıklık sistemi bedenimize giren virüs
ve bakterileri yok etmek için serbest radikalleri oluşturur. Bu süreç tamamen
bedeni toksinlerden arındırmak içindir.
-
Serbest radikaller sadece içsel faktörler
ile değil dışsal faktörlerle de meydana gelir. Örneğin; çevre kirliliği,
radyasyon, sigara dumanı ve tarım ilaçları v.b. gibi. Bedende faydalı olmayan
serbest radikalleri bertaraf edecek doğal bir mekanizma vardır. Nefes alıp
verdiğinizde bedenimize giren oksijen sebebiyle serbest radikaller artmaz.
Aksine doğru nefes ile bedene giren oksijen ve karbondioksiti optimal
seviyelere ulaşır.
-
- Zararlı olan saf oksijendir. Soluduğumuz
hava içerisinde %20 oranında oksijen bulunduğundan oksijenin zararlarına
maruz kalmayız. Bilim adamları hayatımız boyunca aldığımız nefes
sayısının kişinin ömrü ile ilişkisi olduğunu söyledikleri halde “Yaşlanmamak için nefes almayın“
demezler. Çünkü yaşamak için oksijenin gerekli olduğunu bilirler. Yaşlanmak
doğal bir süreçtir. Yaşlanmamak için nefes almayı bırakamayız.
- Sinirli, endişeli ve depresyonda olan
insanlar kısıtlı nefes aldıklarından normal insanlara göre daha sık nefes
alırlar. İdeal nefes alıp verme adeti dakikada ortalama 13-15 dür. Doğru
nefesi alıp vermeyi öğrenerek ideal nefes alma seviyelerine ulaşırız. Stres ve öfkeyi daha iyi yönetmeye başlarız.
Her Daim Sevgi ve ışıkla
www.Nefestr.com
Kaynak :Transformal nefes vakfı eğitim
notları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder