Acının değişik bir
türü vardır. Çoğunlukla onu gözden kaçırırız. Acının bu acı türü; bizi mutlu
eden şeylerdir...Örneğin, güzel bir yemek, dans etmek, film seyretmek, güzel
bir güneş batımını seyretmek vb. gibi aktiviteler bizi çok mutlu etseler de ömürleri
çok uzun değildir. Bu yüzden onlara çok fazla bel bağlamamak gerekir. İsterseniz sizi mutlu eden şeylerin nasıl acı verebileceğini birkaç örnek üzerinden
giderek bulalım.
Diyelim ki çok acıktınız.
Ne yaparsınız? Hemen bir şeyler yersiniz. Ve bu sizi çok mutlu yapar. Fakat
bir müddet sonra midenizde şişkinlik oluşur. Şişkinliği önlemek için ilaç alırsınız.
Şişkinlik geçer. Bir süre sonra tekrar acıkır, tekrar yemek yersiniz. Midenizde
tekrar şişkinlik oluşur, yine rahatsız olursunuz. Bu döngü bu şekilde devam edip,
durur. Başka bir örnekte; uzun süredir göremediğimiz aile bireyiyle karşılaşırsınız.
Başta her şey güzeldir. Onunla geçirdiğiniz zaman uzadıkça aile bireyi yavaş
yavaş hayatınıza müdahale etmeye başlar. Çok sinirlenirsiniz.
Ya da, önce güzel, rahat bir koltuğa
oturursunuz. Koltuğun rahatlığı size keyif verir. Fakat bir müddet sonra sıkılıp
koltuktan kalkarsınız. Ya da soğuk bir havada ateşin karşısında oturup sohbet
etmek muhteşemdir. Sıcak bir havada ateşin yanında oturmak kabus gibi gelir.
Şimdi
diyeceksiniz ki güzel şeylere sahip olmanın neresi yanlış? Tabii ki güzel
şeylere sahip olmak yanlış değildir. Sadece o güzel şeyleri mutluluk kaynağımız
haline getirdiğimizde günün birinde bize acı verebileceklerini unutmamak
gerekir. Zaten bizi mutlu etmeye devam etselerdi, güzel deneyimleri yaşadıkça her
geçen gün mutluluğumuz artmış olurdu.
Her Daim Sevgi ve Işıkla
www.Nefestr.com
Kaynak: Buddha , 4 Nobel Truth öğretisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder