Her gün evden çıkarken
o günün güzel geçmesini isteriz. Fakat
her zaman bu isteğimiz gerçekleşmez. “sen
yaratıcısın, kendi dünyanı yaratırsın” dedikleri halde böyle bir sonucun
ortaya çıkması şaşırtıcıdır. Bu söz gerçekten
doğru ise neden böyle bir sonuçla karşılaşıyoruz?
Çünkü niyetimizde
kalmak yerine bu niyeti nasıl gerçekleştireceğimize odaklanıyoruz. Günümüzün keyifli geçmesi adına o gün mutluluğumuzu
bozabilecek her ne varsa onu yok etmeye odaklanıyoruz. Ve zihnimizden şu tarz düşünceler geçiyor;
“Ayşe
ile konuşmayayım, keyfimi bozulabilir”, “ Bu toplantıya katılmamakta fayda var,
sinirim bozulabilir” , “ Bu geziye, onlarla gitmeyeyim, keyfimi bozulabilir”, “ En iyisi bu akşam
...da kalmayayım, keyfim kaçabilir”, “en iyisi bu programı seyretmeyeyim,
tansiyonum çıkabilir”
Zihnimizden geçen
bu tarz düşüncelere itibar ettiğimizde insanlardan
uzaklaşıyor, kendimizi sinema, tiyatro, seyahat etmek gibi ruhumuza iyi gelecek
aktivitelerden mahrum bırakıyor, dünyada
neler olduğundan bir haber yaşamaya başlıyoruz.
Zamanla bu tarz aktivitelerin sayısı fazlalaşınca da çevremizle bağlantımızı
koparıyoruz. Bu da yaşam enerjimizi
düşürüyor.
Büyük hocalar hep “çözümün
içeride” olduğunu söylerler. İçeriye giden en doğru yolun ise zihne çalışmak
olduğundan bahsederler. Biz ise bunun doğru olduğunu biliriz fakat bunu yapmayı
nedense erteliyoruz. Örneğin, bacağınız kırıldığında ne yaparsınız?
Hemen doktora gider,
röntgen çektirir, bacağınızı alçıya aldırır. İyileşme süreci boyunca yediğiniz
yemeklere dikkat eder, alkol vb gibi kullanmaz, sürekli sağlığınızı izleme halinde
kalırsınız. Tıpkı kırılan bacağımız için aldığımız önlemler gibi güzel bir şeyler olsun diye sürekli negatife yönelen zihnimiz için de an evvel bir
şeyler yapmayı düşünmeliyiz.
Ben zihnime
çalışırken nefes, meditasyon , inanç çalışması ( Theta Healing) ve The Work the
work tekniğini kullanırım. Gününüzün
keyifli geçmesini isterseniz size de zihne çalışabileceğinizi en uygun tekniğini
uygulamaya başlayın derim.
Her Daim Sevgi ve
Işıkla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder