24 Nisan 2014 Perşembe

Korkuyu Dönüştürmenin Yolu



                                Budist öğretiler değişimin kaçınılmaz olduğunu, hiçbir şeyin tek başına var olamayacağını, her şeyin birbiri ile bağlı olduğunu şu örnek ile anlatırlar;  Bir çiçeğe derinden dokunduğunuzda güneşe dokunmuş olursunuz. Güneş ışığını çiçekten çekip almak mümkün değildir. Güneş ışığı çiçekten alınabilseydi, çiçek bozulacak ve var olmayacaktı. Bu durumda çiçek ile güneş birbiri ile bağlantılıdır demek hiç de yanlış olmayacaktır. Aslında sadece güneş ve bulut değil, dünya, tüm mineraller, hava her şey çiçeklerle ile bağlantılıdır. Herhangi biri olmadığında çiçeğin formu da yok olacaktır. Bu örnekleme; var olan her şeyin geçici olduğunu çok iyi anlatmaktadır. Başımıza gelen her şey geçicidir. Korkuyu da çiçek örneğindeki gibi analiz edebiliriz.
                     Korku, zihinsel formlardan biridir. Umutsuzluk, bağımlılık, sevgi, ıstırap, farkındalık vb. gibi bir sürü elementten oluşur. Ve bu elementlerin hepsi korku gibi zihinsel formdurlar. Zihin formları üzerinde çalışmanın en iyi yolu “Nefes Farkındalığı” tekniğini (mindfulness)  uygulamaktır. Nefes Farkındalığı, bizi engelleyen zihinsel formlarına yaklaştırır. Net bir izleme ile zihnimizi körleştirenlerin neler olduğunu, zihnin huzurlu ve bağımsız olmasının mümkün olabileceğini fark ederiz.
                Korku oluşumuna derinlemesine baktıkça korku sakinleşir. Korku sakinleşip dönüştükçe oluşan anlayış bizi özgür kılar. Aynı durum kızgınlık, öfke, pişmanlık, huzursuzluk gibi diğer tüm zihinsel formlar için de geçerlidir. Kızgınlık ve öfke bizi sevgiden uzaklaştırmakta, huzursuzluk ve karmaşa ise bizi huzurdan uzaklaştırmaktadır. Peki, bu kadar kolay ise zihnimize neden bakmıyoruz? Çünkü bu kadar basit bir yöntemle bizi engelleyen zihin formlarının dönüşebileceğine inanmıyoruz.
          Şimdiye kadar denediğiniz zorlu yöntemler işe yaramadı ise bu basit tekniği denemek iyi bir fikir olabilir. Budist rahip Ven rita, zihnimizin içine yaptığımız yolculuğu şöyle anlatır;  

Ven Rita– İçimize doğru yaptığımız yolculuk, vize, pasaport, uçak ve otel rezervasyonu gerektirmez. Ne zaman isterseniz oraya gidebilirsiniz. İhtiyacınız olan tek şey cesarettir.  İçimize doğru seyahat ettiğimizde saçma sapan şeylerle karşılaşabiliriz. Sizi bilmem ama ben sürekli bu saçma sapan şeylerle karşılaşıyorum Saçma sapan şeylerden korkmamaya başladığınızda iç dünyanız mükemmel bir seyahat alanı haline gelecektir

Her Daim Sevgi ve Işıkla


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder