4 Nisan 2013 Perşembe

Altın Çağa Geçiş




Hanidir, yeni bir çağa giriş yapıldığından artık hiçbir şeyin aynı kalmayacağından, seçim yapmadığımızda ise evrenin bizi zorlayacağından bahsediliyor.  Çok doğru, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu yüzden de hangi tarafı seçtiğimiz ya da seçeceğimiz önemli. Çünkü evren sevgide kalanlara sevgiyi, tepkide olanlara ise tepkiselliği deneyimlettirecek. Eskiden olduğu gibi ikisi bir arada olamayacak. Sevgiyi seçtiğinizde, sevginin zıddı deneyimleri yaşamınızdan çıkartmanız gerekecek. Yani korkudan ve yargılamaktan vazgeçmeniz,  önce kendi içinizde huzur ve barışı bulmanız ve insanların güzel taraflarını aynalamaya doğru gitmeniz gerekecek. Tabii bir de sevgi adına yapıldığı söylenen “suistimal ve tacize eyvallah demek” ya da “bizimle aynı fikirde olmayana küsmek” gibi deneyimlere de veda etmeniz gerekecek. Kısaca her şey daha net olacak. İşte bu geçiş döneminde (belki de bazılarınız tamamen geçmiş olabilir) ihtiyacınız olan tek şey  “Gerçek Gücünüzü Çağırmak” olacaktır.
          Gerçek güç, bir şeyleri daha iyi yapma ve becerme ya da çok kuvvetli olmakla ilgili değildir. Gerçek güç, gerektiğinde sevdiklerinize “hayır” diyebilmek,  nemalandığınız davranışlardan vazgeçebilmek, herkese eşit davranabilmek, bize yapılmasını istemediklerimizi başkasına yapamamak, her şeyin mükemmel olduğuna yani mucize bilincine inanmakla ilgilidir.
      İlk nefes seminerimdeyken seminerin içeriğinde yer alan pozitif niyet ve mucize bilinci konuları çok ilgimi çekmişti. Hele Sevgili Judith, bir türlü okuyamadığım mucize bilinci kursu kitabında yer alan bilgileri beş dakika gibi bir kısa bir sürede bize öğreteceğini söylediğinde çok heyecanlanmıştım. Judith’ i dinledikten sonra “aaa, çok basit hemen uygulayabilirim” diye düşünmüştüm. Seminerden eve döndüğümde mucize bilincini uygulamaya çalıştım ama olmadı. Adam kayırma, mevcudu farklı gösterme, manüpile etme gibi olaylardan dikkatimi alamıyordum. Tabii önce çevremi suçladım. “Bu güzel kavramı anlamıyorlar, çok yol kat etmeliler” şeklinde düşünüyordum. Kaçırdığım bir şey vardı, o da; “onlar çok yol kat etmeliler” düşüncesi, mucize bilincinin seçtiği türden düşünce tarzı olmadığıydı. Ve ben, dikkatimi bu ve benzeri konulara verdiğim sürece, mucize bilincine “ hoşça kal” demiş oluyordum. Şimdi geldiğim noktada mucize bilincini yaşamımda tamamen uyguladığımı söyleyemesem de mucize bilincine dönüş süremin kısaldığının farkındayım. Bunun için de gerçek gücüme çok teşekkür ediyorum. Bu yolda nefes yapmak, iç dostumla yaptığım hesaplaşmak ( meditasyon) bana çok yardımcı oluyor. Yoldan çıktığım zamanlarda ise kendime  “hangi taraftasın” sorusunu yöneltiyorum. Bazen de bir müddet “mış” gibi yapsam da pratik yaptıkça yavaş yavaş uzmanlığa geçeceğimden eminim.   
Ve biliyorum ki seçtiğim taraf, nerede olduğum ya da hangi işi yaptığım değil, her neyi yapıyorsam onu nasıl yaptığımda saklı.

Evet, siz de “Gerçek gücünüzü çağırmaya var mısınız?”

Her Daim Sevgi, Neşe ve Işıkla
Sibel Kavunoğlu
wwwNefestr.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder