Çok uzak bir
diyarda şirin bir köy varmış. Köyün sonunda yolun kenarında küçük bir çeşme varmış.
Köylülerden biri, bir gün çeşmenin yanında dinlenirken o sırada köyden
ayrılmakta olan bir yabancı, köylüye bir sonraki köyün ne kadar uzaklıkta olduğunu
ve o köyde yaşayanların nasıl olduklarını sormuş. Köylü, adamın sorusunu
yanıtlamadan önce ayrıldığı köyün insanlarını nasıl bulduğunu sormuş. Yabancı adam,
köydeki insanların hırsız ve yalancı olduklarını söylemiş. Bunun üzerine köylü,
adamın sorusuna yanıt olarak bir sonraki köyde yaşayanların da aynı tarzda olduklarını
söylemiş. Aradan bir iki saat geçtikten sonra başka bir yabancı adam daha köyden
ayrılıyormuş. Hikâye bu ya, bu adam da köylüye aynı soruyu sormuş. Köylü, ona da
aynı soruyu yöneltmiş. Bu seferki adam, köyde yaşayanların ona karşı çok dostça
ve cömertçe davrandıklarını anlatmış.
Köylü, adama diğer köydeki insanlarında
cömert ve çok dostça olduklarını söylemiş. Bu hikâye başkaları hakkında düşündüklerimizin
bizimle de bağlantısı olduğunu gösterir. Bazı şeyler istediğimiz
gibi gitmediğinde bu hikâyeyi hatırlamak iyi olabilir. Değiştirme
gücünün tamamen biz de olması hiç de kötü bir şey değildir. Çünkü istediğimiz değişikliği kimseye ihtiyaç duymadan kolayca yapabiliriz.
Karşınızdakinin kuyunuzu
kazdığını düşünüyor ve onunla konuşmak dahi istemiyorsanız, sakinleştikten sonra kimlerin kuyusunu nasıl kazdığınıza bakın. Aranızda
geçenlerden bağımsız olarak, sadece hissettikleriniz ve bazı varsayımlara
dayanarak böyle bir sonuca vardığınız için aslında hem kendinizin hem de
karşınızdakinin kuyusunu kazmış olursunuz. Yok canım o ne malın gözü,
yaptıklarını ispat edecek bir sürü delilim var diyorsanız, kendinizde var olanı
kabul etmeye henüz hazır değilsiniz demektir. Kabul etmiş olsaydınız, karşınızdakinin
bunu neden ve nasıl yaptığını bilecek ve ona karşı daha anlayışlı olacaktınız. Anlayış
gösterdiğiniz de ise o kişinin yaptıkları sizi bu denli etkilemeyecekti.
Önce inanırız, sonra
inandığımızı anlamaya çalışırız. İyice anladığımızda onu artık biliyoruz
demektir. Bu noktadan sonra inandığımız şeyi yaşamaya başlarız. Yaşamaya
başladığımızda ise en başta neye nasıl inandığımızı unutuveririz. Neden bazı şeyler benim
başıma geliyor? demek yerine aynı şeyleri bir daha yaşamamak için nelere inandığınıza araştırmak iyi bir başlangıç olabilir!!!
Her Daim sevgi ve
Işıkla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder