Zamanımızın
çoğunu keyif almak, övgü kazanmak, tanınmak, kazanç sağlamak için harcar,
herhangi birisi gerçekleştiğinde mutluluktan havalara uçarız. Sonrasında
ise bu mutluluğu sürekli kılmak için uğraş veririz. Peki, başarılı olur muyuz? Uzun vadede hayır. Çünkü kaybetme korkusu bazen öyle güçlü
olur ki bir süre sonra acı, eleştiri, suçlama, gözden düşme ve kayıp
hislerinden birinin ağına düşüveririz. Örneğin keyif aldığımızda,
sonsuza kadar devam etmemesi acı veriyor ya da ün sahibi olduğumuzda, gözden
düşme riski her an ensemizde olduğundan acı çekiyoruz. Bu döngüden kurtulmak
için; bir şeyleri kaybettiğimizde nasıl tepki gösterdiğimizi, acı ya da keyif
aldığımızda nasıl hissettiğimizi, eleştiri aldığımızda hissettiğimiz acı ya da
zevkin yanında değişik hikayeler üretip üretmediğimizi, birileri övdüğünde
nasıl tepki gösterdiğimizi, suçlandığımızda nasıl tepki gösterdiğimizi
araştırmalıyız. Aslında yapılacak bu araştırma başlı başına bir öğreti ve Budistler buna “8 dünyevi dharma “ diyorlar. 8 dünyevi dharma, övgü/eleştiri, kazanç/kayıp, zevk/acı,
Ün/gözden düşme gibi zıtlıklar üzerine çalışmakla ilgili.
İsterseniz bu yazdıklarımı “övgü” konusu ile analiz edelim; Diyelim ki bir kişi sizin için “ Ne kadar akıllıca davrandın” dedi. Bu söze odaklandığınızda neler olur?
Kendinizi daha
iyi hisseder. Odaklanmaya devam ettiğiniz sürece mutluluğunuz daha da
artar. Hatta bu sözcüğü kendi mantranız haline getirebilir. Belki de günde birkaç
yüz defa “Ne kadar akıllısın”, ne kadar
akıllısın”, ne kadar akıllısın” diyerek, günün birinde dünyanın en mutlu insanı haline gelebilirsiniz! Tabii
ki gerçek de böyle olmayacaktır. Çünkü sizi mutlu eden sözcük grubu
değildir, ona yüklediğiniz anlamdır. Ve bu anlam zihinden gelmektedir. Aslında buradaki suçlu zihin de değildir. Asıl suçlu bir türlü bırakamadığımız, sürekli tutunduğumuz cahilce görüşlerdir. İsterseniz şimdi de "Sen iyi değilsin" sözcüğünü irdeleyelim. “Sen iyi değilsin” sözcüğü hemen bizi mutsuz eder. “değil” sözcüğünü çıkarttığımızda sözcük
grubu “sen iyisin” haline gelir. Bu sefer de kendimizi daha mutlu hissederiz. Tek bir “değil” sözcüğünün duygularımız üzerindeki etkisi gerçekten enteresandır. Bu “değil” sözcüğüne takılarak kendini içki, sigara, tv vb gibi kendinden uzaklaştıran bir sürü insan vardır. Bence hiçbirimiz böyle bir deneyimi hak etmiyoruz. Bu
yüzden yeni yılda sizi sözcükler ve onlara verdiğimiz anlamlar üzerine
odaklanmaya yani meditasyon yapmaya davet ediyorum. Kendini sözcüklerin yarattığı dengesizlikten sakınmak
isteyenler 2015 yılı hedef listesine yaşamındaki zıtlık çiftlerini araştırmayı
ekleyebilir. Ben ekledim, hatta çalışmaya başladım bile...Nasıl mı başladım? Sekiz
dünyevi dharmanın ağına düştüğümde aşağıdaki soruları kullanıyorum.
Biri beni suçladığında nasıl bir tepki veriyorum?
Biri beni övdüğünde nasıl davranıyorum?
Bir şeyi kaybettiğimde nasıl tepki gösteriyorum?
Zevk ya da acı duyguları hissettiğimde neden benim
ya da başkasının hatalı olması gerekiyor?
"Sözcüklerin
hayatımda yarattıklarını fark etme, rahatlamama ve mutlu olmama sebep
olacak ise ben bu uygulamayı varım" diyorum. Çünkü biliyorum ki bu 8 dünyevi
dharma konusunu anlamaya başladığımda beni yoldan çıkaran şeyler eski önemini
yitirecek. Acımı iyice tanıdığımda koşmayı bırakabilir, zevk aldığım şeyleri
fark ettiğimde tutunmaya son verebilirim. Durum böyle olunca içimdeki güzel
şeyler daha görünür hale gelecektir. Bunun hem bana, hem çevreme hem de tüm
dünyaya faydası dokunur. Bence yeni yıl için bundan daha iyi bir hedef olamaz.
Güzel bir yeni
yıl geçirmenizi dilerim
Her daim sevgi ve
Işıkla
Kaynak:
Örneklemeler ve öğretinin içieriği aşağıdaki kitaptan alımıştır. Lama Zopa Rinpoche. “How To Practice Dharma:
Teachings on the Eight Worldly Dharmas.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder