18 Aralık 2013 Çarşamba

Sizin Hikâyeniz Hangisi?


Herhangi bir şey hikâyeleştirerek anlatıldığında daha iyi anlarız. İşte bu yüzden de Dede Korkut, Nasreddin hoca gibi bilge kişiler bizlere rehberlik yaparken hikâyelere başvurmuşlardır. Bu hikâyelerin yanında çocukların yeteneklerine sahip çıkmalarını hatırlatan Thinker bell’in Hazine adası, bilinçaltının sınırsızlığına dikkat çeken Alice, iç güzelliğin önemini vurgulayan Kül Kedisi Sinderalla’nın hikâyeleri vardır.  

Tabii bir de kendi başımıza yazdığımız hikâyeler vardır. Bazıları bizi büyütüp ilerletir, bazıları ise küçültüp, geriletir. Örneğin dostlarımızdan biri arzu ettiğimiz gibi davranmıyor ise onun hakkında“ o çok uyumsuz “  hikâyesini yazarız. Bizimki yerine kendi kalıbını benimsemiş olan dostumuza karşı “uyumsuz” olanın aslında kim olduğu koskoca bir soru işaretidir. Başka bir örnek hikâyede ise dostlarımızdan birinin çok yalancı olduğundan bahsederiz. Bundan bahsederken de dünyadaki herkesin yalan söylediği gerçeğini bir kenara bırakırız. Zamanla öyle çok yalan söyleriz ki diğerlerinin de yalan söylediğine ikna oluveririz. Çünkü içimiz neyse dışarısı da öyledir!

Bence biraz daha yaratıcı olup ve o güzel dostlarımızın neden yalan söylediklerini ya da neden uyumsuz gözüktüklerini anlamaya çalışalım. Neden mi? Çok basit!
“ o çok yalancı” ya da “ o çok uyumsuz” hikâyesinden kaynaklanan öfke ve kızgınlığın yarattığı travmayı temizlemek için ayıracağımız zaman ve bütçeden tasarruf etmek için!

Bence unutulmayacak kadar güzel hikâyeler yazarak  “ o bir yalancı” ya da “ o çok uyumsuz”  tarzı %100 doğru olmayan hikâyelere son verebiliriz. Çünkü seçtiğimiz hikayeler bizi biz yapar…..

Hadi, öyle güzel hikâyeler yazalım ki bizi hiç durdurtmasın, hep ilerletsin,  bizi daha iyi insan yapsın ve tabii ki bizi mutlu etsin

Her Daim Sevgi ve Işıkla



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder