1 Temmuz 2012 Pazar

Gerçekten Sihir var mı?




Yaşamda sihrin olduğuna inanmayı ret ederiz. Hâlbuki sihir çok güçlüdür. Bize mucizelere inanmayı, yaşamın sevgi ve neşeden ibaret olduğunu hatırlatır. Yaşamda sihrin olduğunu gösteren güzel bir hikâyeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Küçük Katie, anne ile babasını trafik kazasında kaybettikten sonra köyde yaşayan teyzesinin yanına yerleşmiş. Katie’nin kendi kendine konuşma alışkanlığı varmış. Okuldaki diğer çocuklar Katie’nin bu durumu ile hep dalga geçerlermiş. Katie’nin okulda anlaşabildiği tek kişi ise Steven’mış. Steven, sürekli kekelediğinden mümkünse konuşmamayı tercih edermiş.
Steven, bir gün Katie’ye kendi kendine konuştuğunda kiminle konuştuğunu sormuş. Katie ise, konuştuğu kişinin anne ve babası ile birlikte geçirdiği trafik kazasında tanıştığı, Sammy olduğunu söylemiş. Steven,

-Pppeki nnneden bbben oonu gggöremiyorum diye sormuş. Katie ise;

-Seni korkutmamak için sana görünmüyor olabilir, demiş.

-Pppeki Sssammy’nin nnnasıl bir gggörüntüsü var aanlatsana, demiş, Steven

- Altın sarısı parlak kanatları ve beyaz minik bir elbisesi, sarı saçları ve kocaman mavi gözleri var. Ayrıca uçabiliyor. Uçtuğunda kanatlarından etrafa minik ışıklar saçılıyor, demiş, Katie. Steven,

- Aaanladığğım kkadarıyyla uuufak bir şey, kkkazadan ssseni nnnasıl kkurtttarabildi diye sormuş. Katie;

- Sen onun öyle göründüğüne bakma. Sammy kanatlarını çırptığında etrafa saçılan ışıklar vücuduna değdiğinde kolayca havalanıp uçabilirsin, demiş. Steven,

- Ssence bben oonu gggörebilecek miyim?, diye sormuş. Katie

- Bence sen hala anlattıklarıma inanmıyorsun. İnansan sana görünüp görünmeyeceğine dair sorular sormazdın, demiş. Steven;

- Aaama, bbben ggerçekten iiinanıyorum, demiş. Katie;

- O zaman çok yakın bir zamanda Sammy sana da görünecek demektir. Şimdi eve gitmem lazım. Pazartesi günü okulda görüşürüz, hoş çakal, diyerek evinin yolunu tutmuş. Steven evine giderken kulağın arkasında kıkırdama sesi duyar gibi olmuş. “Katie gibi deliriyorum galiba” diyerek evine doğru yürümeye devam etmiş.

Katie ise, eve vardığında karnı çok acıkmış olduğundan doğruca mutfağa gitmiş. Mutfağa vardığında teyzesinin yerde hareketsiz yattığını görmüş. İşte o an Katie’nin kalbi sıkışmaya başlamış. Annesi ile babasını kaybettiği gün de aynı hisleri hissettiğini hatırlamış. Tam o sırada dostu Sammy belirivermiş.

-Sevgili Katie, Teyzen annen ile babanın gittiği yere gitti, o şimdi daha mutlu, üzülmene gerek yok, demiş. Sammy ne söylerse söylesin Katie’yi sakinleştirememiş. Katie ağlamaya devam ediyormuş. Sammy, çaresiz oradan uzaklaşmış.



Katie, Merry Teyzesini kaybettikten sonra kimsesiz çocuklar yurdunda yaşamaya başlamış. Yurdun sahibi Bayan Gilbert Katie’ye çok iyi davranıyormuş. Yurda geleli 5 sene olmasına rağmen Katie’i almak isteyen bir aile çıkmamış. Ve bu durum Katie’yi çok üzüyormuş. Katie, güneşli bir günde yurdun bahçesindeki elma ağacının altında otururken ne kadar yalnız olduğu aklına gelmiş ve ağlamaya başlamış. O sırada oradan geçmekte olan eski okul arkadaşı Steven gülerek Katie’ye yaklaşmış. Steven;

- Hayrola niye ağlıyorsun. Her zaman gülen, mutlu Katie’e ne oldu? diye sormuş Steven. Katie gözyaşlarını sildikten sonra;

- Son zamanlarda kendimi çok yalnız hissediyorum. Birazdan geçer. Bakıyorum artık hiç kekelemiyorsun. Tebrik ederim. Nasıl oldu? diye sormuş Katie

- Senin sayende dostum, demiş Steven. Ve sonra konuşmasına devam etmiş.

- İlkokulu bitirdikten sonra babamın atölyesinde çalışmaya başladım. Bir gün atölyede çalışırken bana tarif ettiğin gibi tahtadan bir Sammy yapmaya karar verdim. Babam tahtadan yapılmış kanatlı, güzel kız çocuğunu gördüğünde çok yetenekli olduğumu ve birlikte çok güzel mobilyalar yapabileceğimizi söyledi. Kolayca yaptığım bir şey için bu kadar çok takdir almak bana çok iyi gelmişti. Kendime olan güvenim artmıştı. Ve işte o an Sammy’nin gücüne inanmaya başladım. O günden sonra kendi Sammy’mi yani Saki’yi görmeye başladım. Her akşam onunla sohbet ettik ve bana kekelemeden nasıl konuşabileceğimi öğretti. Aslında çok hızlı düşündüğüm için konuşmalarım düşüncelerimin hızına yetişemiyormuşum, demiş. Steven;

- Çok sevindim, sonunda sende görünmez dostunu bulmuşsun. Merry Teyzemin ölümünden beri Sammy’i göremiyorum, İnşallah ben de bir gün senin gibi tekrar mutlu olurum, demiş Katie. Steven;

- Sevgili dostum Katie, sen yaşam enerjini kaybetmişsin. Okuldayken bana söylediklerini şimdi ben sana söyleyeceğim. Ancak inandığında ve gerçekten görmek istediğinde sana iyi geleni görebilirsin. İyisi mi titreşimini yükseltmek için senin mutlu edecek şeyleri yap ki yaşam enerjin yükselsin. Şu anda kalıp seni mutlu eden şeyleri yaptığında senin için her şey mümkün hale gelecektir. Ve işte o zaman yaşamın ne kadar sihirli olduğunu fark edebilirsin. Aslında bunu bana sen öğretmiştin sevgili dostum. İnanırsan her şey mümkün, demiş.


Bundan sonrasında Katie ile Steve’e ne mi oldu? Hikâyenin bundan sonrasının nasıl geliştiğini sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Katie’nin eskiden yaptığı, Steve’in şimdi yaptığı gibi her ne olursa olsun her şeyi bir kenara bırakıp arzularınızın gerçekleşeceğine ve mutlu olabileceğinize ve de her zaman desteklendiğinize inanmayı seçebilir misiniz?


Sevgiler

Gerçeğiniz arzu ve isteklerinizdir.

www.yourwishisyourreality.com




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder