Her zaman iyimser bir tavır içinde, pozitifte kalma rolü yaparak tüm kapıların size açılacağını düşünüyorsanız maalesef yanılıyorsunuz. Çünkü iyimser bir tavır içinde olmak egonuzun en çok sevdiği rollerden biridir. Egonuz kızgınlığını, kritik ediciliğini saklamak istediğinde bu role bürünür. Egonuz içinizdeki öfke ve kızgınlığı ne kadar saklamaya çalışsa da öfke ve kızgınlık bir şekilde fark edilir ve bazı kapılar size açılmaz. İşte açılmayan kapılardan biri de gerçeklik kapısıdır. Gerçeklik kapısının önünde gözle görünmeyen koruyucular vardır. Ve hazır olmayanları içeriye almazlar. Aslında koruyucular hem gerçeği hem de bizi korumak için oradadırlar. Nasıl mı?
Şimdi tüm yaşamınızı yuvarlak bir oda olarak kabul edin ve bu yuvarlak odanın tam ortasında ayakta durduğunuzu imgeleyin. Yüzünüzün dönük olduğu bölüm aydınlık, diğer taraflar ise karanlık olsun. İşte gerçeklik kapısının koruyucuları tıpkı yuvarlak oda örneğinde olduğu gibi sadece baktığınız yönde görüneni size gösterirler. İllüzyon yaratmada o kadar ustadırlar ki yarattıkları yanılsama ile odanın diğer taraflarına bakmak aklınıza bile gelmez. Hâlbuki bulunduğunuz noktadan saat yönünde döndüğünüzde diğer tarafları da görebilme şansınız hep vardır. Gerçeklik ise evinden dışarı çıkarken her zaman kıyafet değiştirir. Aslında çok utangaç, kırılgan ve bir o kadar da iyi kalplidir. Üzülmenizi hiç istemez. Sık sık kıyafet değiştirmesinin sebebi de budur zaten. Peki, gerçekler kendini bize ne zaman gösterecektir?
Gerçeğin kendini göstermesi ve koruyucuların kaybolması için yaşamınıza biraz şefkatin girmesi gerekmektedir. Geçmişte tepki verdiğiniz olaylara artık tepki vermemeye başladığınızda şefkat yaşamınıza girmeye başlamış demektir. İşte o zaman koruyucuların yarattığı yanılsama yer yer delinmeye başlar. Yuvarlak odanın diğer tarafları da görünür hale gelir. Şefkatin varlığını gören Gerçeklik ise artık kıyafet değiştirmekten vazgeçer ve Gerçekliğin koruyucuları artık kenara çekilirler.
Şefkatin yaşamınıza girmesi için önce şefkatin gerçek anlamının ne olduğunu bulmalısınız. Bunun için öncelikle aşağıda belirtmiş olduğum Dalai Lama’ya ait olan sözlere bir göz atın, üzerinde düşünün, şefkat hakkında bugüne kadar bildikleriniz ile karşılaştırın. Sonrasında ise bu yeni tanımın hayatınızda yapacağı değişikliklerin neler olabileceğini ve şefkati yaşamınızda yaratmak için nelerden vazgeçmeniz gerektiğini belirleyin. Ben böyle yaptım. Size de öneririm. Bir sonraki yazımda şefkati biriktirmenize yardımcı olacak bir kaç çalışmadan bahsedeceğim. O zamana kadar şefkatin anlamını sorgulamanızı öneririm.
Dalai Lama Tenzin Gyatzo’yu tanımayanlar için ufak bir giriş yapmak isterim. Dalai Lama; Tibet Budizminin en büyük hocalarından biri olup Tibet’in spirituel lideridir. Budist dünyasında şefkatin bu dünyada kendini gösterdiği kişi olarak bilinir. Burada yazılı her cümlenin taşıdığı anlamı kendi anlayışınız ile bütünleştirmenizi öneririm.
. “Şefkat, insanın kendini başkalarına daha yakın hissetmesi ve onlara karşı daha nazik ve saygılı davranmasıdır. Gerçek şefkat hissi diğerlerinin bize karşı davranışlarına göre şekillenmez. Çoğunlukla bizim için önemli olan insanlara karşı bağlılık hissederiz. Bu bağlılık düşmanlarımıza kadar uzanmaz. Bununla birlikte gerçek şefkatte ise başkalarının bize karşı davranışlarından bağımsız olarak onların da bizim gibi mutlu ve başarılı olmaya hakları olduğu görüşü benimsenir.
Yaşamda çoğunlukla deneyimlediğimiz sevgi ile şefkat arasında büyük bir fark vardır. Çoğunlukla sevgide ön yargılı ve bağımlılıkla karıştırılabilecek bir duygudur. Bu sebepten dolayı zaman zaman bize acı veren duygular yaratırlar. Aslında bunların hiçbirisi gerçeğe dayanmaz hepsi zihnimizin yarattığı yansımalardır. Şefkat ile gerçeğe daha da yakınlaşılır.”
”
Sevgiler
Gerçeğiniz arzu ve isteklerinizdir.
www.yourwishisyourreality.com
Sibel.kavunoglu@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder