26 Ocak 2015 Pazartesi

Gerçeğinizi İnandığınız Şeyler Oluşturur!



Buz gibi soğuk bir su, bazıları için şifa  kaynağı olduğu halde bazıları için boğaz enfeksiyonu sebebi olabilir. Ya da başka bir örnekte, herhangi bir tahta parçasını insanların gölgesinde oturarak huzur bulduğu meşe ağacının bir parçası olarak düşündüğünüzde kutsal bir nesne olarak algılayabilirsiniz. Ya da bu masalsı açıklamaları bir kenara bırakarak tahta parçasını son zamanlarda sizi çok kızdırmış olan komşunuzun kafasına atabilirsiniz. Peki, bu durumda bu tahta parçasını tanımlamak isterseniz, huzuru hatırlatan kutsal bir obje olarak mı yoksa bir silah olarak mı? Tanımlarsınız? Bu sorunun yanıtı, objeyi algılayan kişinin bilincine göre değişecektir. Benzer örnekleri çoğalttığımızda sonuç hep aynı olacaktır.

Yaşamda gördüğümüz, deneyimlediğimiz, hissettiğimiz her şey onlara yüklediğimiz anlamlar ölçüsünde var olur ya da yok olurlar. Halbuki varoluşun ilk sebebi sevgidir, ışıktır. Fakat çoğu zaman bu gerçeği göz ardı ederiz. İlk sebep nedir? derseniz, onu her ne şekilde tanımlıyorsanız Kaynak, Yaratıcı, Tanrı, Allah, Güç, kısaca ışıktır derim.  Aslında her birimizin varoluş sebebi sevgidir. Yoksa sürekli altını ıslatıp, geceleri zırt pırt uyanan, kendi başına yemeğini dahi yiyemeyen, belli bir yaşa kadar  birilerinin bakımına ihtiyacı olan çocukları dünyaya kim getirmek ister ki!

Peki, o zaman neden kafamız karışıyor,  neden ilk sebebin sevgi olduğunu unutuyoruz? Çünkü odaklandığımız şeylere yani dikkatimizi verdiğimiz şeyleri seçerken özen göstermiyoruz. Örneğin sabah evden çıkarken o günün keyifli geçmesini istiyoruz. Sonra ne oluyor? Hoşumuza gitmeyen şeyler oluyor. Çünkü o günü keyifli geçirmemizi engelleyecek her türlü negatifi yok etmek için bir sürü zaman harcıyoruz. Bu da bizi keyif almaktan uzaklaştırıyor. Bu yüzden de konsantrasyon geliştirmek çok önemlidir.  Konsantrasyon bizi evrene daha faydalı, sevgili, şefkat dolu bir birey olmamıza yardımcı olur.  Bu tarz bir konsantrasyonda meditasyon yaparak geliştirilebilir.

Her daim sevgi ve ışıkla


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder